Taha Yusuf SARIGÜL

YAŞASIN CUMHURİYET!

Taha Yusuf SARIGÜL

   Bugün 29 Ekim 2019. Cumhuriyetin kuruluşunun 96. yıldönümü. Cumhuriyetin kurulması yurdun çeşitli yerlerinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

   Cumhur halk demektir. Cumhuriyet de halkın dediğinin geçerli olduğu sistem demektir. Fakat biz yıllardır bu ülkede halkın dediğinin değil de belli bir zümrenin dediğinin geçerli olduğunu görüyoruz ve yaşıyoruz. Adına kısaca 'beyaz türkler' diyebileceğimiz ve kendilerini asıl, seçkinci, elitist, kemalist gibi sıfatlarla nitelendiren ve bu ülkenin gerçek sahibi olduğunu iddia eden bir zümreden bahsediyoruz. Bu zümre yıllardır Cumhuriyeti kuran ve Cumhuriyetin gerçek sahibi olan Anadolu İnsanını hor gördü, aşağıladı.

Yukarıdaki fotoğrafta Cumhuriyeti biz böyle kazandık diyen insanları görüyorsunuz. Bu insanlar yıllarca ikinci sınıf insan muamelesi gördüler.

   Bizim ülkemiz garip bir ülke. Herkes her şeyi kendi inançlarına ve değerlerine göre kendi yaşam tarzına göre sahiplenebiliyor. Özellikle Cumhuriyetin sahibi olduğunu iddia eden bazı zümreler yukarıdaki fotoğrafın aksine çıplaklığı modernliğin tek şartı olarak dayatıp baldırı çıplak, süper mini etekli göğüs dekolteli kadınları örnek göstererek 'işte tam bir cumhuriyet kadını' diyerek  toplumu ifsad ediyorlar. Bu ifsad çabalarıyla birlikte popüler kültürün de etkisiyle tefessüh etmiş bir gençlik yetişiyor. Oysa gerçek cumhuriyet kadınları yukarıdaki fotoğraftadır. Cepheye mermi taşıyan kadından günümüz modern 'cumhuriyet kadını' na. Heyhat...

Dua edilerek açılan bir meclisimiz varken, dua edilerek kurulan bir cumhuriyetimiz varken bugün dua etmenin çağdışı sayıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Hem kültürümüzde hem de dinimizde yeri olmayan saygı duruşu var bir de. Kİm icat etti çok merak ediyorum. Birtakım batıl ritüellere mahkum edildik. Bizim inancımızda ölülerin arkasından dua edilir, rahmet okunur. Saygı duruşunda bulunulmaz. Cumhuriyet dualarla kuruldu. İlim ve irfan üzerine kuruldu. Meclis tekbirlerle açıldı, kurban kesilerek açıldı. Şimdi ise modernlik adı altında din düşmanlığı yapanlar ve ahlaki dezenformasyona uğrayanlar tarafından sahiplenmeye çalışılıyor Cumhuriyet. Kadim kültürümüzün, gelenek ve göreneklerimizin hiçbir izini taşımayan yaşam tarzlarını 'Cumhuriyet' ile özdeşleştirmeye çalışıyorlar. Gayri İslami ve gayri ahlaki yaşam tarzlarını cumhuriyet kılıfı adı altında yaşamaya çalışıyorlar. Bunlara göre dua etmek çağdışı, kurban kesmek ise bir vahşet.

  Biz kurtuluş savaşında düşmanı yendik fakat sonraki 96 yıllık süreçte düşmana benzeyerek galip çıktığımız savaştan mağlup olduğumuz bir yaşam tarzına evrildik. Batının örnek almamız gereken ilmini, çalışma disiplinini, teknolojisini ve sanayileşmesini örnek almadık. Yaşam tarzını, ahlaksızlığını, çıplaklığını, alkol kültürünü ve inançsızlığını örnek aldık. Bu nedenle hala dışa bağımlı bir ülke olarak yaşıyoruz. Cumhuriyet bilim ile teknoloji ile özdeştir. Çıplaklık ile gayri İslami yaşam tarzı ile değil.

Ne diyordu Bilge Kral Aliya: 'Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir'.

  Dört tarafı camilere çevrili ve maneviyatı yüksek olan Sultanahmet meydanında cumhuriyet kutlaması adı altında konserler ve eğlenceler düzenlenmesi ise şehitlerimizin ruhunu sızlatmıştır. Birileri de hala kalkıp 'yaşasın cumhuriyet' deyip duyar kasmaya devam ederken her türlü ahlaksızlığı her türlü pisliği meşru göstermeye ve cumhuriyet ile bağdaştırmaya devam ediyor. İçi boşaltılan birçok kavram gibi maalesef bizim seçkinlerimiz tarafından 'cumhuriyet' kavramının da içi boşaltılmış durumda.

   Solcu, kemalist ve 'beyaz türk' gibi seküler kesimlerin sahiplenmesi ile mütedeyyin ve muhafazakar kesimlerin uzak durduğu 'cumhuriyet' kimsenin tekelinde değildir. Cumhuriyet cumhurundur, cumhur halktır.

Cumhuriyetin sahibi halktır...

Yazarın Diğer Yazıları