Yaklaşık olarak 6 yıldır kanlı bir iç savaş yaşayan Suriye’den gün geçmiyor ki acı bir haber gelmesin. Her gün farklı bir trajediye tanık oluyoruz. Hemen yanı başımızda yaşanıyor tüm bunlar. Kayıtsız kalamıyoruz ama elimizden de bir şey gelmiyor maalesef. Dün Şam, Humus, Lazkiye, Rakka, Haseke ve Halep derken bugün ise İdlib…
Hafta başında İdlib’de kimyasal silah kullanılması sonucu yüzden fazla insan hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin çoğu çocuk. Çoğu nefes darlığından ve gaz zehirlenmesinden öldü. ‘Sarin gazı’ kullanılarak gerçekleşen bir saldırı. Gelen görüntüler içler acısı. Her gün yüzlerce insanın ölmesine de alıştık sanırım. Aslında orada ölen o insanlar değil sadece, ölen İslam Dünyası’nın vicdanıdır. Kimyasal silahın kullanıldığı yerde ne diplomasi olur ne de barış görüşmesi. Bu, insanlığın tamamen bittiğinin göstergesidir. Zalim Esed rejimi kendi insanını katletmeye devam ediyor. Peki, Suriye’de şimdiye kadar kimler kazançlı çıktı kimler zararlı çıktı şöyle bir sıralayalım;
Kazananlar;
1.ABD
2. Rusya
3. İsrail
4. İngiltere
5. Silah Tüccarları
Kaybedenler;
1. Suriye ve Suriye Halkı
2. İran
3. Türkiye
4. Filistin
5. Irak
Gördüğünüz gibi kazanan tek bir Müslüman Devleti ve kazanan tek bir Müslüman Halk bulunmuyor. Koca 6 yıl geçti yüz binlerce insan öldü. Milyonlarca insan mülteci konumuna düştü. Müslümanı müslümana öldürterek istediklerine ulaşıyorlar. Kaybeden hep biz oluyoruz. Kazanan ise hep onlar.
Açıkça söylemek gerekirse Türkiye’nin Suriye politikaları konusunda öngörüleri pek tutmadı. Daha doğrusu tüm süper güçlerin (ABD,Rusya,Çin) olaya bu kadar müdahil olacaklarını tahmin edemedik. Dolayısıyla konjonktür gereği durum bu günlere geldi. Çünkü bizden güçlü olanlar olaya müdahil oldukça bizim etki alanımız daraldı.
Binlerce km öteden ABD, Rusya ve Çin Suriye’nin iç işlerine müdahale ederken biz kayıtsız kalamazdık elbette. Yanı başımızda sınır komşumuzda yaşanan iç savaş bizi de ilgilendirirdi elbette. Fakat silahların susması ve çatışmasızlık ortamının oluşması için daha fazla mücadele etmeliydik. İş bu safhaya varmadan, diplomasi kanalları ile bu işi çözmeliydik. İran ile diyalog kurup bu konuya çözüm getirmeyi deneyebilirdik. Eğer Türkiye ile İran anlaşmış olsaydı diğer emperyalist devletler Suriye konusunda bu kadar söz sahibi olamazlardı. İran’ın katil Esed’e destek vermesi ve ŞİA propagandasındaki ısrarı Türkiye ile arasındaki kritik eşik oldu.
Çözümsüzlük üzerine geliştirilen siyasi ve diplomatik faaliyetler olayı bu noktalara kadar getirdi. Sonuçta olan masum insanlara oldu. Emperyalistler kazandı. Müslümanlar kaybetti.
Allah tüm mazlumların yardımcısı olsun…
Allah İslam Ümmetinin bölünmüşlüğüne bir son versin…
AMİN…
