Taha Yusuf SARIGÜL

RAMAZAN VE ASABİYET !

Taha Yusuf SARIGÜL

   Mübarek Ramazan ayını geride bıraktık. Bayram derken seçim derken Ramazan ayının genel bir değerlendirmesini yapamadık. Ramazan'ın manevi huzurunu, insana yaşattığı temizlenme ve arınma duygularını tekrar yaşamak için 11 ay daha bekleyeceğiz. 

 

   Oruç ibadetini sadece aç kalmak olarak algılayan insanlar Ramazan'ın maneviyatını idrak edememişlerdir. Oruç sabır, tevekkül, şükür, empati, demektir. "Tahammül" demektir oruç. Bunları göze alamayanların oruç tutmasının kendilerine bir faydası olduğuna inanmıyorum. Hani derler ya "Dayanamıyorsan tutma kardeşim" diye. Çok doğru bir laf. Oruç tutup da aşırı asabi halleriyle etrafına eziyet eden, tepkileriyle insanları kıran, tahammülsüzlüğü ile yanına yanaşılmayan insanların Ramazan'ın manasını idrak edemedikleri kesindir. Bu tip insanlar iftarda da çok yiyen insanlardır. Bütün sofrayı tek başına yemek isterler. Aşırı yükleme yaptıkları için hazımsızlık problemi de yaşarlar. Ondan sonra yok soda iç yok çay iç bir bakmışsın tekrar imsak vakti gelmiş çatmış, şişkinlik de geçmemiş. E bu şişkinlikle düzenli uyku da uyunmaz. Hem fiziksel hem de ruhsal bir çöküntü başlar. Ertesi gün tahammülsüz ve asabi hallerle aynı hikaye tekrar yazılır böylece. 

 

   Ramazan'da çarşıda pazarda insanlarda yaşanan heyecan piyasadaki bolluk ve bereket bu tip asabi ve hazımsız insanlar yüzünden sekteye uğrar. Bir kendileri oruç tutuyorlar sanki. Kardeşim sen oruçlusun tamam da herkes de oruç tutuyor. Hem de senin tuttuğun oruçtan daha fazla manevi haz aldıkları da kesin. Sen zannediyorsun ki en faziletli orucu kendin mi tutuyorsun. Halbuki gerçek manada oruç tutup da senin gibi gösteriş yapmayan ve tuttuğu orucu milletin gözüne sokmayan binlerce insan var. Ama kibir ve enaniyet üst seviyede olunca bunları göremezsin tabi. Sonra sağa sola asabi hallerinle zarar vermeye çalışırsın. Kırarsın, dökersin ama umrunda olmaz. Demezsin ya ben bu insanlarla yüz yüze bakıyorum. Ayıptır günahtır. Ama nerde... 

 

   Mesela Esnaf odasında denetmen olarak çalışan bir görevli gider marketi denetlemeye market sahibine parlar, gider manavı denetlemeye manava kükrer, gider kasap dükkanına kasabın açıklarını kovalar. Herkese ceza kesmeye çalışır, herkesi odaya şikayet eder. Kimse ona ağzını açamaz barut gibi gezer. Sebep nedir? Ne bekliyorsun bu insanlardan oruç tutuyorsun diye? Senin ağzının içine bakıp her kelimeni emir telakki etmelerini mi, Abi çok güzel oruç tutmuşsun çok başarılı buluyorum tuttuğun orucu demelerini mi bekliyorsun? Bu insanlar senin düşmanın mı? Bu insanlar senin kölen mi? Bu insanları odaya şikayet ederek hangi egonu tatmin ediyorsun. Tuttuğun oruç ile bu insanların meslekleri arasında nasıl bir ilişki kuruyorsun? Yumuşak karınlarından mı vuruyorsun insanları? Bu yaptığın acziyet değil midir? Ayıp, hem de çok ayıp. Yarın senin Esnaf Odasındaki görevin bitti mi bu insanlarla komşu olacaksın, yüz yüze bakacaksın! Hiç bunları düşünmüyor musun?

 

  Ramazan ayı sorumluluk ayıdır. Oruç bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğün altına giriyorsan insanların en küçük bir eleştirisine tahammülsüzlük göstermeyeceksin. Eleştiriye açık olacaksın. 

 

   Kardeşim sabırlı ol ki, tahammül eşiğin geniş olsun ki Ramazan ayı bitti mi güzel bir bayramı karşılayasın. Yoksa bayram da keyifsiz olur tuttuğun oruç da boşa gider benden söylemesi. Bayramda  gidersin yeşili gür, gözesinden serin sular akan bir yere her şey gözüne kötü gelir, zevk alamazsın.  

 

   Velhasıl oruç zor bir ibadet bazıları için. Eski maneviyatı kalmamış Ramazanların. İnsanlar hep asabi hep hırçın hep hazımsız ! Üzülüyorum bu duruma. İnşallah düzelir. 

 

Aaaah ah nerde o eski Ramazanlar...

Yazarın Diğer Yazıları