Yaşanan uzun süreli gerginliğin ardından beklenen fiili adım geldi. ABD Türkiye’ye vize yasağı getirdi. Peki, bu yasak ne anlama geliyor? Neden getirildi?
Uzun bir süredir Türkiye-ABD ilişkileri hassas bir çizgide ilerliyordu. Yaşanan gelişmeler ilişkileri bu safhaya getirdi. Özellikle ABD’nin terör örgütleri PYD ve YPG’ye düzenli silah yardımı yapması bizi çok rahatsız ediyordu. Bunu her fırsatta dile getirsek de adamlar üç maymunu oynuyorlardı. Suriye’nin kuzeyinde oluşacak bir terör koridoruna müsaade edilmeyeceği, Ankara tarafından defalarca dile getirildi. Fakat müttefik olarak gördüğümüz ABD bu koridorun oluşması için elinden geleni yapıyor. Fırat Kalkanı harekâtı ile bu oyunu bozmamız ve bölgede söz sahibi olmamız ABD’yi rahatsız ediyor. Son İdlib operasyonu da PYD-YPG ‘ye ağır sonuçlar doğuracağa benziyor. Dolayısıyla bu iş ABD’nin hoşuna gitmiyor.
Bu bağlamda Rusya ile kurduğumuz ilişki ve S-400’lerin alınması ABD’yi rahatsız eden başka bir husus. Suriye çıkmazında Rusya-İran-Türkiye üçgeninin oluşması da ABD’yi rahatsız etti. Astana sürecinde ABD’nin devre dışı kalması da ABD’yi rahatsız eden başka bir konu. ABD kendisinden başka söz sahibi olan ülkeler ile hep sorun yaşamıştır. Bu nedenle Türkiye’nin bölgede söz sahibi olmasını ve önemli bir aktör haline gelmesini istemiyor. Onların istediği eski Türkiye. Yani karşılarında el pençe divan bekleyen ve talimat almaya hazır bir ülke. Fakat o dönemler bitti. Eski Türkiye yok artık.
Yine diğer bir konu 15 Temmuz darbe girişimindeki ABD rolü. Aslında daha öncesinde taa 17-25 Aralık süreci ve öncesindeki Gezi Parkı olaylarına kadar uzanıyor süreç. Darbe girişiminin ABD’nin desteği ve planlamasıyla olduğu yavaş yavaş aşikâr oldukça ABD’nin suçluluk psikolojisi ile daha fazla saldırması bizi şaşırtmıyor.
Metin Topuz isimli ABD konsolosluğu çalışanı tutuklanıyor. Kimdir bu adam? 25 yıldır ABD konsolosluğunda çalışan hem ABD hem de Türkiye vatandaşı olan bu şahıs 17-25 Aralık süreci ve 15 Temmuz darbesi öncesi ve sonrasında darbecilerle defalarca telefon görüşmeleri yapmış, yolsuzluk adı altında yapılan operasyonlarda Zekeriya Öz ve polis şefleri ile defalarca telefonla görüşmüş bir kişi. Fetö’cülerin yurt dışında çıkışlarında vize işlemlerini sorunsuz halleden bir kişi. Verdiği ifadesinde ilişkilerini itiraf etmiş ve tek tek anlatmış. Bu ifadelerden yola çıkılarak yeni göz altılar oldu ve daha da olacak gibi görünüyor.
ABD kalkıp da bu şahıs için vizelerin kaldırıldığını ilan ediyor. Aslında bu işin bahanesi. Patlama noktası Metin Topuz olayı oldu. Esas süreç, yukarda bahsettiğimiz olayların yaşanması ile bu noktaya geldi.
Türkiye eski Türkiye değil dedik. Hemen aynı düzeyde cevap verildi. Türkiye de ABD vatandaşlarına vize yasağı getirdi. Sanırım böyle bir cevabı beklemiyorlardı. Fakat alışacaklar. Alışmak zorundalar.
Haa uzun vadede bu yasak tabi ki bize zarar verir. Ama ABD büyükeliçisi John Bass yaptığı açıklamada bu durumun uzun sürmeyeceğini umuyorum dedi. Zaten beklenen de bu krizin uzamadan sona ermesi. Fakat vize yasağı sona erse de ABD-Türkiye ilişkilerinin bundan sonraki hali için pek umutlu değilim. Ok yaydan çıkmış gibi. Bizim ayakta kalabilmemiz için güçlenmemiz gerek. Ekonomik açıdan, askeri açıdan, bilimsel açıdan, teknolojik açıdan, sanayileşme ve üretim açısından güçlenmemiz gerek. Diğer dünya devleriyle yarışabilmemiz için bu alanlarda söz sahibi olmamız gerek. Yoksa ABD ile başa çıkmamız mümkün değil. Temsiliyet makamları olarak ABD ile eşit olsak da onlar diğer alanlarda bizden çok güçlüler. Bu bağlamda gelişmemizi ve büyümemizi hızla devam ettirmemiz gerekiyor
Allah’a emanet olun.
