Taha Yusuf SARIGÜL

MUHAMMED MURSİ

Taha Yusuf SARIGÜL

   Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi Pazartesi günü çıkarılmış olduğu mahkeme salonunda kronik rahatsızlıkları nedeniyle fenalaşıp hakkın rahmetine kavuştu. Daha doğrusu şehadete yürüdü. Rabbim şehadetini kabul etsin. Onurlu bir yaşam sürdü ve onurlu bir şekilde şehit oldu. 

 

   Mısır özelinde, islam dünyası genelinde örnek bir liderdi Mursi. 2012 yılında Arap Baharı'nın Mısır üzerindeki etkisinin sonucu olarak iktidara gelmişti. Şimdiye kadar Mısır'da seçimle iş başına gelen bir lider yoktu. Bugüne kadar hep diktatörlükle yönetilen Mısır'da İhvani Müslimin hareketi hep muhalefette kalmıştı. Hiçbir zaman silaha ve şiddete tevessül etmeyen, dünyanın en büyük sivli toplum hareketi olan Müslüman Kardeşler Mısır'ın inşasında ve ihyasında anahtar rolü oynuyordu. Nihayet 2012'deki seçimler bu hareketi Muhammed Mursi önderliğinde iktidara taşımıştı. Fakat yıllardır askeri bürakrasi desteğiyle diktatörlük ile yönetilen Mısır'da değişime direnen çok güçlü bir damar vardı. Mısır'da devletin bürokrasisi ve ekonomisi çoğunlukla ordunun tekelindeydi. Üst düzey atamalar ve yargı mensuplarının ataması askerler tarafından yapılıyordu. Bizim Türkiye'deki durumun bir benzeri aslında. Bizim 90'lı yıllara kadarki halimize benzeyen bir durum. 2012'de göreve gelen Mursi 2013'de askeri darbe ile indirildi ve 6 ay boyunca gizli bir yerde tutuldu. Hakkında 2 defa idam ve defalarca müebbet hapis cezaları verildi. Hala yargılanmaya devam ettiği davaları vardı. Yüzlerce Müslüman Kardeşler mensubu yargılandı. Onlarcası idam edildi. Darbe karşıtı gösterilerde binlerce kişi katledildi. Mısır'daki askeri darbeye hiçbir batı devleti ses çıkarmadı. Askıya alınan 'demokrasi' hiçbir batı devletinin umrunda değildi. Yapılan yargısız infazlara hiçkimse sesini yükseltemedi. Aksine, Sisi cuntasına başta ABD ve Avrupa olmak üzere tüm batı devletleri destek verdi. Suudi Arabistan Sisi'yi krallar gibi karşıladı, ağırladı. İslam devletlerinin çoğu ise sessiz kaldı. Türkiye bu konuda Mısır'ın en büyük destekçisi oldu. Mursi'ye kardeşim diyen Erdoğan her türlü platformda darbecileri lanetledi ve muhatap almadı. Hala Mursi'yi devlet başkanı olarak tanıdığını ve askeri darbenin kabul edilemez olduğunu tüm dünyaya haykırdı.

 

   6 yıldır Mısır zindanlarında tecrit altındaydı Mursi. Tedavi olmasına izin verilmiyordu. Erdoğan'ın girişimlerine rağmen başka bir ülkeye gitmeyi kabul etmedi. Mücadelesinden vazgeçmedi. Liderlik nasıl olur tüm dünyaya gösterdi. İsteseydi Erdoğan'ın girişimi ile Türkiye'ye gelebilir ve burda rahat bir hayat sürebilirdi. Ama o ülkesini ve davasını lidersiz bırakmadı. Davası uğruna hakka yürüdü. Şehadet şerbetini içti. 

   Ben Mursi'de Erbakan hocayı gördüm adeta. Erbakan hocaya yapılanlar ile ona yapılanlar birbirine benziyordu. İkisi de icraat yapmalarına izin verilmeden askeri darbeler tarafında iktidardan indirildiler. Mursi de çok iyi bir mühendisti. Çok entelektüel bir kişiliğe sahipti. Kuranı hıfzetmişti. Tam anlamıyla bir liderdi. 

 

   Erdoğan'ı Mursi ile tehdit edenler, aba altından sopa gösterenler bilsinlerki onurlu bir yaşam onursuzca yaşamaktan iyidir. Ölüm bir müslüman için bir son değil bir başlangıçtır. Erbakan tecrübesini yaşamış Recep Tayyip Erdoğan askeri darbeleri, vesayetçi çeteleri, cuntacıları, statükocuları ve tüm eski Türkiye artıklarını tarihe gömmüştür.  Muhammed Mursi'nin vefatına sevinen Eski Türkiye sevdalılılarına duyrulur...

 

 

Yazarın Diğer Yazıları