Taha Yusuf SARIGÜL

MİLLETİN İKTİDARA UYARILARI

Taha Yusuf SARIGÜL

Dünkü yazımızın başlığı ‘Evet kazandı ama’ şeklindeydi. Evet, millet onayı vermişti ‘Ama’ % 51,4 lük oranın verdiği mesaj çok önemliydi. Matematiksel olarak onay verilse de sosyolojik olarak verilen mesaj çok iyi okunmalıdır.

   Sosyolojik olarak millet çekincelerini dile getirdi. Adeta iktidara ince ayar vermeye çalıştı. En büyük mesaj da iktidar nezdinde Ak Parti’ye oldu. Üzülerek belirtmeliyiz ki Ak Parti de Anavatan Partisi’nin yaşadığı sona doğru ilerliyor. Erdoğan’ın başbakanlığı dönemlerinde sıklıkla dile getirdiği; ‘Şahıslar geçicidir kalıcı olan Ak Parti’dir ve partimiz bir erdemliler hareketidir, bir ekoldür, bir okuldur.’ cümlesinin bugün pek karşılık bulmadığını referandum sonuçları ile görüyoruz. Millet Erdoğan’ın liderliğine oy verdi. Allah korusun yarın Erdoğan’a bir şey olsa veya vefat etse ortada Ak Parti’den eser filan kalmaz. İkiye belki üçe bölünür Ak Parti. Bu da oyların da bölünmesi demektir tabii olarak. Allahtan sistem değişti de koalisyon dönemleri bitti. En azından bu açıdan içimiz rahat. Yoksa partilerin %20’lerde oy aldığı ve ülkenin koalisyon ile yönetildiği dönemlerde ülkenin yaşadığı krizleri hepimiz çok iyi hatırlıyoruz.

   Hayır oyu veren muhafazakar seçmenin en büyük endişelerinden biri de 10 yıl sonra ne olacak sorusu idi. Erdoğan 10 yıl başkanlık yaptıktan sonra başımıza başkan diye kimi seçeceğiz? Erdoğan gibi biri bir daha gelmez ise ne olacak? Gibi sorular seçmeni Hayır oyu vermeye itti.

   Yine sonuçlar bize gösteriyor ki kutuplaşma ve toplumsal zıtlaşmalar bize bir şey kazandırmıyor. Kısa vadede seçim kazanabiliyorsunuz faka uzun vadede toplumsal desteğiniz azalıyor. Bu bağlamda Erdoğan’ın daha kucaklayıcı bir dil kullanması ve daha kapsayıcı politikalar üretmesi şart. Toplumda kendini öteki olarak gören kesimlerin sorunları dinlenmeli ve bu kesimler ikna edilmelidir. Yapılan reformlar ve hizmetler bu kesimlere iyi anlatılmalıdır.

   Alevileri, gayrimüslimleri, Kürtleri, romanları ve diğer kendini öteki hisseden kitleleri kucaklayıcı bir dil kullanılmalı ve bu yönde politikalar üretilmelidir.

   Kendini dindar olarak nitelendiren ve taleplerinin karşılanmasını isteyen kesimlerin hassasiyetleri dikkate alınmalıdır.

   Kendini laik-Atatürkçü ve seküler olarak nitelendiren kesimlerin hassasiyetleri dikkate alınmalıdır.

   Yine görüyoruz ki MHP’de yönetim hariç Evet oyu kullanan kişi sayısı çok az. Bu kişiler Meral Akşener veya diğer muhalifleri destekledikleri için değil sırf Erdoğan düşmanlığından Hayır oyu kullandılar. Yarın seçim olsa yine MHP’ye oy vereceklerdir. Bahçeli’ye kızgın olsalar da MHP’deki muhaliflerin peşine takılmayacaklardır.

   Ama tüm Avrupa’nın Hayır dediği, tüm terör örgütlerinin (PKK, DHKP-C, FETÖ, PYD) Hayır dediği, CHP’nin ve HDP’nin Hayır dediği bir oylamada gidip de Hayır oyu kullanmak ben MHP’liyim diyen hiçbir kişiye yakışmaz diye düşünüyorum. Kalın sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları