Taha Yusuf SARIGÜL

IRKÇILIK KÖTÜ BİRŞEYDİR

Taha Yusuf SARIGÜL

   'Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır.'

  Tenlerimizin rengi farklı olabilir, yaşadığımız coğrafyalar farklı olabilir, etnik kökenimiz farklı olabilir, kültürel değerlerimiz ve yaşam biçimlerimiz farklı olabilir ama inandığımız din İslam ve inandığımız ilah tek bir Allah ise bunların hepsi ikinci planda kalır. 'İslam' ortak paydasında buluşanlar artık 'ümmet' kategorisi içerisinde birleşirler. Bu sadece teorik ve kategorik birşey değildir aslında. Ümmet, pratik uygulamaları olan ve üyelerinin sorumluluklarını belirli bir bilinç düzeyi ile yerine getirdikleri bir oluşumdur. Ümmet bilinci ile hareket eden biri insanları etnik kökenine, nesebine, soyuna, kabilesine, aşiretine göre bir ayrıma tabi tutmaz, tutamaz. 

   Batı toplumlarında  son dönemlerde İslamofobianın artması ve yabancı düşmanlığının zirve yapması bizim toplumumuza da olumsuz yansıyor. Zaten batının olumsuz ne özelliği varsa onu örnek alıyoruz. Hollanda'da ırkçı Wilders 'Türkler defolsun' bizdeki ırkçı Sinan Oğan 'Suriyeliler defolsun' diyor. Bu iki söylem arasında bir fark yok. Bizdeki daha kötü hatta. Çünkü bizlere batıda defolun diyenler bizimle aynı dinden değiller. Bizi düşman olarak görüyorlar. Fakat bizde defolun gidin dedikleri Suriyeliler bizimle aynı dinden ve aynı ümmettenler. Birinci dünya savaşında şehit düşen Suriyelilerin künyeleri Çanakkale'de şehitlikte duruyor. Aslında Sinan Oğan'ın yaptığı Wilders'in yaptığından daha beter. Çünkü Wilders bir İslam düşmanı aynı zamanda. Sinan Oğan ise bir müslüman. Allah Kuran'da ırkçılığın her türlüsünü yasaklıyor. Üstünlüğün ancak takvada olduğunu söylüyor.

   Ülkedeki ekonomik olumsuzlukları kalkıp da Suriyelilere bağlamak çok büyük bir yanılgıdır. Ülkedeki asayiş olaylarından Suriyelileri sorumlu tutmak son derece yanlıştır. Son 10 yılda asayiş olaylarında büyük bir artış gözlenmemesine rağmen Suriyelileri suç makinası gibi göstermek vicdansızlıktır. Adamlar bir işte çalışınca işimizi elimizden aldılar diye şikayet edenler Suriyeliler çalışmayınca da boş boş geziyorlar diye şikayet ediyorlar. Suriye'de kalıp savaşan ÖSO mensuplarını terörist olmakla suçlayanlar burdakilere de niye gidip ülkeniz için savaşmıyorsunız diyorlar. Gerçekten büyük vicdansızlık. Özellikle sosyal medyada büyük bir öfke ve nefret dili kullanılıyor. Büyük bir bilgi kirliliği hakim. Hastanede öncelikli olmaları, sınavsız üniversite okumaları, oy kullandıkları ve devletten maaş aldıkları gibi birçok yalan ve tezvirat dolaşıma sokulmuş. Bu yalanlara inanan azımsanmayacak bir kitle var. Bu yapılanların aynılarının Almanya'da ve Fransa'da yaşayan türklere yapıldığını düşünsenize. Etrafımızda akrabalarımız da dahil yurtdışında bölük pörçük çalışıp işsizlik maaşı ve çocuk parası ile geçinen bir sürü gurbetçi var. İçimizdeki faşistlerin bakış açısına göre bu Türkler Suriyelilerden daha fazlasını hak ediyor o halde. Kovsun mu Almanlar Fransızlar bu Türkleri? Üstelik Suriye'den buraya gelenler savaştan kaçıp geliyorlar. Büyük bir zaruret hali var. Bizden Almanya veya Fransa'ya gidenler sadece çalışmak için gidiyorlar. Ülkemizde bir savaş yok. 

   Ensar-muhacir kardeşliğine sürekli vurgu yapılması boşuna değildir. O dönemi çok iyi okumak, bilmek gerek. Paylaşmak, yardımlaşmak bizden birşey götürmez, aksine çok şey getirir. Onlar hiç tereddüt etmeden evlerini ve işyerlerini muhacirlere açtılar, onlarla herşeylerini paylaştılar. Allah bizlere de ensar bilincinde olmayı nasip etsin. 

  Ümmet olma bilinciyle hareket edip Ensar olma sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerekir. Dünyayı iyilik kurtaracaktır. İslam kardeşliği üzerine inşa edeceğimiz dünyada herkes adil bir düzen ve ferah bir ortamda yaşayacaktır. İçimizdeki art niyetli ve kötü insanları dikkate almamamız gerekir. 

 

Irkçılık kötü birşeydir.

 

Yazarın Diğer Yazıları