Taha Yusuf SARIGÜL

HALEP'TE ÖLEN İNSANLIĞIMIZ!!!

Taha Yusuf SARIGÜL

Koca bir şehir yok oldu. Binlerce insan katledildi. Dünyanın gözü önünde Halep'te müslümanlar acı çekmeye devam ediyor. Müslüman coğrafyalar acının başkenti olmaya devam ediyor. Biz biliyoruz ki acı bir yer ile sınırlı kalmıyor. Dün Afganistan, Çeçenistan, Irak, Bosna bugün Filistin, Myanmar, Arakan ve Suriye. Yarın neresi acaba?     Şu an Halep'te insanlar ölüyor. Ölen insanlar değil aslında ölen insanlığımız. Utanıyoruz yediğimizden içtiğimizden. Orada çocuklar bizi Allah'a şikayet ederken biz nasıl rahat yaşayabiliyoruz burada sıcak evlerimizde? Nasıl giriyoruz sıcak yataklarımıza? Akşamları nasıl yiyoruz meyvelerimizi? Soğuğu onlar hissederken, yokluğu, açlığı, çaresizliği onlar yaşarken biz neyi yaşıyoruz? Kar altında kalmış arabamız çıkmıyor diye ne kadar da üzülüyoruz değilmi? Bizim üstümüze kar yağarken onların üstüne bombalar yağıyor. Bu savaş sonunda bizi de vurabilir. Allah'ım sen bizi affet. Sen ümmetin bölünmüşlüğüne bir son ver. Teferruatlarla uğraşırken itikadımızı bozduk. Zevk ve sefa içerisinde yaşarken mazlumları unuttuk.     İslam dünyasının üzerindeki ölü toprağı kaldır Yarabbim. Çünkü İslam dünyası uyuyor. Yaşananlara karşı duyarsız. Mezhepçilik belası dört bir yanımızı sarmış. Halbuki Allahu teala Kuran-ı Kerim'de Sunniliği veya Şiiliği bize emretmemişti. Başka bir mezhepçi olmayı da emretmemişti. Kolaylık olsun diye ortaya çıkan mezhepler ayrılık sebebimiz oluyor. Kolaylık dini olan İslam dinini zorluk dinine döndürüyoruz. Birbirimiz ötekileştiriyoruz. Birlik olmamız gerekirken ayrılıklara düşmüşüz. Batı el ovuşturarak izliyor bizleri. Müslümanlar birbirine girmiş diyorlar nasıl olsa. Biz birbirimizi yerken onlar refah içerisinde yaşıyorlar. İslam devletlerinin liderleri elini taşın altına koymuyor. Türkiye dışında Suriye'yi, Halep'i dert edinen yok. Hepsi lüx içinde hayat yaşamaya devam ediyorlar. Türkiye Halep'ten gelenlere de kucak açıyor. Ensar olmaya devam ediyor. Bu tarihi sorumluluk bizlerin omuzlarında.     Din kardeşlerimize karşı müşfik davranmalıyız. Maddi manevi yardımlarımızı esirgememeliyiz. İnsanlık onurumuz için, Allah'ın bizlere yüklediği sorumluluk için onlara yardım etmeliyiz. Bazen de dua etmekten başka çaremiz kalmıyor.     Tüm kardeşlerimizi Cumartesileri İzzetpaşa Camii'nde sabah namazı sonrası duaya bekliyorum. Allah'a emanet olun...  

Yazarın Diğer Yazıları