Taha Yusuf SARIGÜL

ERDOĞAN VE ATATÜRKÇÜLÜK ÜZERİNE

Taha Yusuf SARIGÜL

   Son günlerde yaşanan Atatürkçülük tartışması zihinlerimizi bir hayli meşgul etti. Atatürk bu ülkenin ilk Cumhurbaşkanı idi. Son Cumhurbaşkanı ise Erdoğan’dır. Atatürk yaşadığı dönemde üzerine düşen askeri ve siyasi görevleri yerine getirmiş ve ülkenin Kurucu Cumhurbaşkanı olmuştur. Buraya kadar bir problem yok. Atatürk ve Atatürkçülük(Kemalizm) üzerine yapılan tartışmalar Cumhuriyetin ilanından sonraki dönem ve Atatürk’ün vefatından sonraki dönemleri kapsamaktadır.

   Atatürk’ün ölümünden sonraki süreçte Atatürk adının sembolleştirilmesi ve adeta bir put haline getirilmesi ile adına Kemalizm dediğimiz yeni bir ideoloji ortaya çıkmıştır. Bu ideolojinin temsilcileri genelde CHP ve onun uzantıları olan sol kesimler ile birlikte statükocu kesimler olmuştur. Tek parti döneminde iyice tesis edilen Kemalist anlayış ile her resmi dairede Atatürk resimleri, okulların önlerinde Atatürk büstleri, her şehrin meydanında Atatürk heykelleri, saat 9’u 5 geçe aforizması, resmi kutlama merasimleri, Atatürk’ü koruma kanunu gibi daha bir sürü uygulama ile Atatürk öldürülmüş yerine Kemalizm diye bir ideoloji yerleştirilmiştir. Bu Kemalist ideolojini egemen olduğu Askeri vesayet ülkede istikrarın önüne geçmiş ve 10 yılda bir yaptığı darbeler ile ülkenin gelişimi engellemiştir.

   Muhafazakâr Anadolu halkı Atatürk’ü sevse de Kemalizm’i hiç sevmemiştir. Dindar kesimler ne Atatürk’ü sevmiş ne de Kemalizm’i sevmişlerdir. Bunun sebebi Atatürk’ün dine karşı yaklaşımı ve cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan politikalardır. Bu politikalar İslami bir toplumu dönüştürmeyi ve toplumu daha seküler bir hale getirmeyi hedefleyen politikalardı. Atatürk ve silah arkadaşlarından oluşan cumhuriyetin kurucu kadrolarının tamamına yakınının cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk tarafından tasfiye edilmesinin nedeni de bu insanların dini hassasiyetleridir. Atatürk sonrası aynı misyonu devam ettiren de İsmet İnönü’dür. Bu bağlamda Atatürk ile İsmet İnönü’yü birbirinden ayıramayız.

   Bugün Kemalist ideolojinin izleri silinirken sanki Atatürk’e hakaret ediliyormuş ve Cumhuriyet yıkılıyormuş gibi yaygara koparıp Erdoğan düşmanlığına bürünmek mantıkla izah edilecek bir durum değildir.

   Esas mesele her başı sıkışanın Atatürkçülük kisvesine bürünmeye çalışmasıdır. Erdoğan düşmanlığını Atatürk sevgisiyle bağdaştırmak kadar saçma bir şey olamaz. Atatürk kurtuluş savaşında vermiş olduğumuz mili mücadelenin lideriydi. Erdoğan ise şu anda verdiğimiz milli mücadelenin lideridir. Bu açıdan büyük benzerlik gösteriyorlar. Çünkü şu anda verdiğimiz mücadele ikinci kurtuluş savaşıdır. Son NATO olayı da bu açıdan çok iyi bir zamanlama ile zuhur etmiştir.

    ABD’nin ve Batı’nın bize bu kadar çok saldırmasının nedeni artık kendi kedimize yetebilmemiz ve onlara muhtaç olmamamızdır. Bağımsız Türkiye onlar için potansiyel tehlikedir. Erdoğan’ın bu misyon ile hareket ettiğini bildikleri için her yolu deniyorlar. Askeri, ekonomik, siyasal vb birçok alanda bir savaş yürütüyoruz. Atatürk’ün yürüttüğü milli mücadelenin devamını Recep Tayyip Erdoğan sürdürüyor. Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşımız devam ediyor. Atatürk kimsenin tekelinde değildir. Atatürk şu an aramızda yoktur. Atatürkçüler, Kemalistler ve Ulusalcılar, Emperyalistlere karşı mücadele eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı desteklemelidirler.

   AK Parti’nin Atatürkçülüğü ve Kemalizmi sahiplenmeye ihtiyacı yoktur. Erdoğan’ın Atatürk’ü sahiplenmesinden ziyade daha önemli olan Atatürkçülerin Erdoğan’ı sahiplenmesidir. Çünkü farkında değiller ama o çok övdükleri ve kutsallaştırdıkları ‘Atatürk misyonu’ nu Recep Tayyip Erdoğan sürdürüyor.

Yazarın Diğer Yazıları