Taha Yusuf SARIGÜL

BAHÇELİ'DEN SİYASETE YÖN!

Taha Yusuf SARIGÜL

Ülke siyasetinde gündem bir hayli sıcak. Yeni cumhurbaşkanlığı sistemi ile seçilebilecek kişinin % 50+1 oyu ilk turda alması gerekiyor.

    Parlamenter sistemde %35 ile iktidar olunabiliyorken bu sistemde % 49 ile iktidarı kaybedebilirsiniz. Bu AK Parti için bir risk aslında. Ama kağıt üstünde bir risk. Demek ki millete güveniyor AK Parti.

    Parlamenter sistemde koalisyonlar seçimden sonraya bırakılıyordu. İttifaklar, işbirlikleri ve ortak hareket etme, alınacak oya göre belirleniyordu. Şimdiki durum ise parlamenter sistemden daha farklı. Partiler seçime girmeden ittifak yapmak ve uzlaşmak zorunda kalacaklar. Bu, siyasi kültürümüz açısından bir milat. Parlamenter sistemde partiler % 25-21-19-17-14-12 bandında oy aldıklarında mecliste temsil hakkı kazanıyorlardı fakat iktidar olabilmek için iki veya üç parti uzlaşmak zorundaydı. İktidar olabilmek için meclisteki vekil sayısının yarısının bir fazlasına sahip olmak gerekiyordu. Uzlaşılamadığı taktirde yaşanan kaoslar ve ülkenin yaşadığı istikrarsızlık durumu hayatın her alanlına olumsuz bir şekilde yansıyordu. Uzlaşılsa bile koalisyon hükümetlerinin ömrü herkesin malumu. Bu dönemler çok şükür sona erdi.

 Şimdiki soru ise şu: Yeni sistemde uzlaşma nasıl olacak?

    Siyaset rengini belli etmeye başladı. Bahçeli geçen haftaki grup toplantısında yaptığı açıklamada şöyle dedi; ‘CHP eğer HDP diğer yedekleri ile bir ittifaka girip referandumun rövanşını almaya kalkarsa bizlerde yenikapı ruhu ile hareket edip AK Parti’nin yanında yer alırız.’ Bu açıklama siyasetin yönünü değiştirecek bir açıklama. Çünkü cumhurbaşkanlığı seçimlerinde meclisteki her partinin aday gösterme hakkı var. Ayrıca 100 bin imza ile de dışarıdan bir kişi aday olabiliyor. Normal şartlarda AK Parti, CHP, MHP, HDP birer aday gösterebilirler. Dışarıdan İYİ Parti, Saadet Partisi ve Vatan Partisi de aday çıkarabilecek potansiyele sahipler. Böyle bir durumda, yani 7 kişinin katılacağı bir seçimde nasıl bir sonuç ortaya çıkar, izleyip göreceğiz. Bunu seçimler yaklaştıkça daha sık konuşacağız. Ama şimdiki mesele seçimlere kim kiminle ittifak ederek girecek meselesidir.

   Bahçeli’nin vurguladığı CHP-HDP arasında bir seçim ittifakı çok da garipsenecek bir durum olmaz. Geçmişte fazlasıyla ittifak yaparak seçimlere girmişlikleri var. Böyle bir durumda ‘milli duruş’ ortaya koyulacağı ve AK Parti’nin yanında yer alınacağının açıklanması bence en çok CHP ve HDP’lileri üzmüştür. En çok da Kemal Kılıçdaroğlu üzülmüştür bu duruma.

    AK Parti’nin adayı belli: Recep Tayyip ERDOĞAN. CHP daha aday bile belirleyemiyor. Doğal olan Kılıçdaroğlu’nun aday olmasıdır. Ama bu yönde hiçbir emare göremiyoruz. Demek ki Erdoğan’ı yenemeyeceğinden emin ki adaylık ile ilgili nabız bile yoklayamıyor. İsimleri geçen diğer aday olabilecek kişilerden Yılmaz Büyükerşen ve İlhan Kesici ise Erdoğan’a rakip olacak düzeyde değiller. Bırakın Erdoğan’a rakip olmayı ülkeyi yönetecek düzey ve liyakat bu insanlarda mevcut değil.

Yazarın Diğer Yazıları