Adalet ve Kalkınma Partisi 16. Kuruluş yıldönümünü geçtiğimiz gün büyük bir coşku ile kutladı. 17 yaşına giren AK Parti kurulduğundan beri iktidarda. Bu, Türkiye siyasi tarihi açısından bu büyük bir başarıdır. 16 yılda bir sürü badire atlattı AK Parti. İktidarın ilk yıllarında Kemalist, Statükocu ve Ulusalcı kesimin yoğun baskısına maruz kalan AK Parti, eski Türkiye kalıntısı olan bu gruplarla savaşını kazandı. Bürokratik ve askeri vesayete boyun eğmedi. 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçimleri, 27 Nisan E-Muhtırası, 2008'deki kapatma davası ve Cumhuriyet mitingleri bu dönemin akılda kalan önemli olaylarıydı. İktidarının ikinci döneminde ise AK Parti biraz daha rahat bir dönem geçirdi. Ahmet Necdet Sezer gibi bir ayak bağından kurtulan AK Parti Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı ve Erdoğan'ın başbakanlığında daha hızlı ve daha sağlam adımlar atarak ülke kalkınmasında bayağı yol aldı. Ergenekon soruşturmaları ve dışa bağımlı, borçlu ve dışarıdan talimat almaya alışmış Eski Türkiye sevdalısı statükoculara karşı belkide zorunlu olarak işbirliği yapılan FETÖ (o zamanki adıyla ''cemaat'') yavaş yavaş devletin altını oymaya başlayacaktı. 2012 Mit müsteşarının ifadeye çağrılması ile iyice aşikar olan husumet tamamen günyüzüne çıkmış oldu. Gezi olayları ve bu olaylara destek verenlerin aşikar olması, 17-25 Aralık operasyonları ve Mit tırlarının durdurulması yine bu dönemin önemli olaylarıydı. Ve en sonunda 15 Temmuz'da gerçekleştirmeye çalıştıkları hain darbe girişimi kendi sonlarını getirdi. Tüm bu badireleri atlatmayı başardı AK Parti. Hep kazanan oldu. Tabii doğal olarak bunun sonucunda kazanan milletimiz oldu. Çünkü AK Parti milletin iradesi demekti. Milletin kendisi demekti. Şimdi AK Parti lideri ve cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir metal yorgunluktan bahsediyor. Aslında bir de mental yorgunluk var. Çoğu kişi Erdoğan'ın bu kelimeyi yanlış kullandığını zannediyor fakat öyle değil. Bu iki kelime benzer özellikler gösteren kelimeler. Mental yorgunluk zihinsel yorgunluk anlamına gelirken metal yorgunluk ise; sistemde arıza olmamasına rağmen mekanik bir eksiklik olmamasına rağmen işleyişin yavaşlamasıdır. Yani makinanın tembelleşmesidir. Sanırım Erdoğan'ın kastettiği de bu. Bu bağlamda teşkilatlarda büyük değişiklikler yaşanması bekleniyor. Özellikle Erdoğan'ın şu vurgusu çok önemli 'İhale alan ve almak isteyen kişiler partimizde yönetici pozisyonunda görev alamayacaklar' bu şu anlama geliyor: AK Parti'ye ihale almak için, menfaat sağlamak için gelmeyin. Kişisel hırslarınız için partiyi kullanmayın. Makam mevki peşinde olanlar AK Parti'den uzak dursun. Zira bu tarz insanların AK Parti'ye çöreklendiğini hepimiz biliyoruz. İnşallah bu mesajlar gereken yerlere ulaşmıştır. Çünkü AK Parti kirlenirse milletin gözünde meşruiyetini ve temsil kabiliyetini kaybeder. Çünkü amacı hizmet olmayan insanların partiye üşüşmesi belli bir süre sonra deşifre oluyor. Millet de bunu hemen farkediyor. Bu bağlamda AK Parti kadrolarının samimi ve hizmet gönüllüsü insanlardan oluşması çok önemlidir. AK Parti'yi bizim için önemli kılan temsil ettiği milletin iradesi ve ortaya koyduğu vizyondur. Bu devam ettikçe adı AK Parti olmasa da Erdoğan'ın bahsettiği ve temsil ettiği şu anki AK Parti zihniyeti hep iktidarda olacaktır. İnşallah bu böyle devam edecektir. Nice mutlu yıllara
