Taha Yusuf SARIGÜL

AH İSTANBUL AH!

Taha Yusuf SARIGÜL

  Yazıya bu başlığa atarken aklıma iki şarkının sözleri geldi. İlki Sezen Aksu'nun "Ah İstanbul İstanbul olalı hiç görmedi böyle keder" diğeri Kayahan'ın "Allah'ım neydi günahım, günahım neydi Allah'ım. Nerede nerede nerede ben nerde yanlış yaptım" 

   Yapılan yanlışlar da ortada, bu yanlışlardan dolayı ortaya çıkan siyasi sonuçlar da!

   25 yıldır Erdoğan ve sonrasında AK Partili belediye başkanları tarafından yönetilen İstanbul CHP'ye kaybedildi. Bu kayıp büyük bir muhasebeyi hatta hesaplaşmayı gerektiriyor. Ne bir irtica tehdidi ne bir askeri darbe ne de bir terör tehdidi yoktu ortada. Ne laiklik vurgusu ne de kemalizm vurgusu ön plandaydı. İslamcı diye nitelendirdğimiz AK Parti'ye karşı hak, hukuk, adalet sloganları ile seçimi kazanan bir CHP çıktı karşımıza. Bize zûl gelen de bu durumdur işte. AK Parti bu şekilde kaybetmemeliydi İstanbul'u. Hep mağdur olarak hep vatandaşın büyük teveccühü ile kazandı seçimleri ama bu sefer karşı tarafı mağdur etti. Hikayesini AK Parti yazdı Ekrem İmamoğlu'nun. 

   Seçimin iptal edilmesini kendi seçmenlerine bile anlatamadı AK Parti. Havaalanlarında herkesin elini kolunu sallayarak geçtiği VİP'i neden kapatırsınız ki bir belediye başkan adayına? Pontus benzetmesi, Sisi-Binali seçimi benzetmesi ve Valiye hakaretten hüküm giymesi durumunda görevinden alınacağının ima edilmesi İmamoğluna yeterince mağduriyet kazandırdı ve bu mağduriyet üzerinden puanları topladı İmamoğlu. Tıpkı Erdoğan'ın Pınarhisar cezaevine girerken  gördüğü teveccüh ve çıkarken kazandığı puanlar gibi. Şimdi aynı konuma kendi elleri ile itti AK Parti İmamoğlu'nu. Tabi bütün bunlar son kertede yaşanan gelişmelerdir. Öncesindeki sosyolojik temelleri iyi irdelememiz gerekiyor.

   Kazanan İmamoğlu değildir aslında. Kaybeden AK Parti'dir bana göre. Esas muhasebe edilmesi gereken neden böyle oldu sorusunun cevabıdır. Bence bunun en büyük sebebi bu ittifak meselesidir. Yarın birgün başkanlık seçiminde de buna benzer bir bloklaşma yaşanırsa Erdoğan başkanlığı da kaybedebilir. Geçmiş seçim sonuçlarını incelediğimizde Erdoğan % 25, Ali Müfit Gürtuna % 27, Kadir Topbaş % 45-44-48 gibi oranlarla birinci sırada yer alıp istanbul'u kazanmışlar. Şimdi 31 Mart'ta % 48 ile kazanamadı Binali Yıldırım. İttifakı'ın AK Parti'ye yaramadığını düşünüyorum. Bu, istatistiklerle apaçık ortada. Eğer İstanbul'da HDP, MHP, İYİ PARTİ ve diğer partiler aday gösterseydi CHP kasla kazanamazdı İstanbul'u. CHP 23 Haziran'da MHP de dahil aday göstermeyen tüm partilerin oylarını toplayarak kazandı İstanbul'u. AK Parti 2015 yerel seçimlerinde tek başına aldığı %48'lik oyu 23 Haziran'da MHP'nin desteğine rağmen %45'e geriletiyor ise bu işte büyük bir problem var demektir. AK Parti bu ittifak ile hem Kürt seçmenin oyunu kaybetti hem de MHP'den oy alamadı. 

   Erdoğan'ın sarayda yalnızlaştırıldığını ve gelişmelerden haberdar edilmediğini düşünüyorum. Danışmanlar ordusu, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, İl Başkanları, parti yöneticileri ve tüm teşlilat ayrı bir havada. Elbette dava bilinciyle çalışanlar var ama çoğu kendi derdine düşmüş durumda. İşte bu kendi derdine düşenlerin himayesinde yeni bir kesim oluştu. Bu kesimin kendileriyle beraber büyüyen bir zengin sınıf ortaya çıktı. Fabrika ayrılarından uzaklaşan, heva ve heveslerinin peşine düşen, milletin değerlerinden uzaklaşan, milleti tahkir eden, üst perdeden konuşan, gayri islami bir yaşam tarzını benimseyen, helal-haram gözetmeden para kazanma hırsına kapılan, lüks yaşamı tarz haline getiren , israfta sınır tanımayan, liyakat ve ehliyeti ikinci plana atıp makamları meşgul eden ve yüklendiği emanete ihanet eden bu sınıf, AK Parti'nin kaybetmesindeki en büyük sebeptir. Ve maalesef bu sınıfı AK Parti'nin kendi özüne yabancı ama kendi kurumsal kimliğine ait dinamikleri oluşturmuştur. Hem de Erdoğan'a rağmen. 

   Şimdilik kaybedilen İstanbul'dur. Ama Erdoğan bir uyarı yapmıştı bize; 'İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder' diye. Eğer AK Parti 2002 ruhuna geri dönmez ise Türkiye'yi de kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaktır. 

   Allah Erdoğan'ın yardımcısı olsun. İşi çok zor. Biz ne kadar üzülüyorsak o misliyle fazla üzülüyordur. İnşallah Recep Tayyip Erdoğan ülkenin gerçek durumunu görür, etrafını kuşatan danışman, dalkavuk ve yalaka takımını tasfiye eder ve AK Parti'yi özüne döndürür. Aksi durumda 23 Haziran İstanbul seçimleri sonun başlangıcı olacaktır. 

Allah'a emanet olun. 

 

Yazarın Diğer Yazıları