20 Ocak tarihinde başlayan Zeytin Dalı harekâtı tüm hızıyla devam ediyor. Mehmetçik ve ÖSO dört bir koldan Afrin merkeze doğru ilerliyor. Askerimiz ilerledikçe PYD-YPG’li teröristlerin zayiatı da artıyor. Şimdiye kadar etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1000’e yaklaşmış durumda. Buna karşılık şehit haberleri de geliyor. Böyle bir operasyonu yapacaksak şehitlerimizin olması da kaçınılmazdı. Allah en az kayıp ile operasyonun tamamlanmasını nasip etsin diyelim. Şehitler vatan uğruna kendilerini feda ederlerken bizler sıcak evlerimizde huzur içerisinde yaşayabiliyorsak önce Allah’a, sonra şehitlerimize minnet borcumuzun olduğunu unutmamalıyız.
Güney sınırımızda terör koridoru oluşmaması için bu operasyonu yapmak elzem hale gelmişti. Siz bakmayın “savaşa hayır” diye ortaya çıkan art niyetlilere. Yıllardır bölgede savaş devam ederken, PYD-YPG-PKK’lı teröristler, emperyalistlerden aldıkları silahlar ile büyük bir savaş verirlerken sesleri çıkmayanlar ve “barış” kelimesini ağzına almayanlar şimdi mi barışsever oldular. Tıynetleri bozuk bunların. Dertleri İslam ile. Onlara göre AK Parti muhafazakâr Anadolu insanını temsil eden ve dini referanslarını devletin tüm kurumlarına sirayet ettiren bir parti. Bu nedenle AK Parti’nin yapmış olduğu her şeye karşılar. MHP’nin de son dönemde AK Parti’ye destek veren politikalar üretmesi ise bunları iyice çıldırttı. Bu nedenle TSK’yı hedef alıyorlar.
Daha doğrusu ÖSO’ya sövüp, TSK’ya ve hükümete olan kinlerini dolaylı yoldan kusuyorlar. Aynı askerler ellerindeki silahları halka doğrulttuğunda, tanklarını halkın üzerine sürdüğünde ve uçaklarla kendi halkını bombaladığında bunların hoşuna gidiyordu. Ama asker silahını düşmana doğrultmuş, tanklarımızı düşmanın üzerine sürüyor ve uçaklar terör örgütlerinin inlerini bombalıyor bu güruh rahatsız oluyor. Bunun açıklaması resmen vatan hainliğidir. Darbe gecesi askeri alkışlayıp da şimdi askere hakaret edenler düpedüz vatan hainidirler.
Güney sınırımızda terör koridoru oluşmasının en büyük sebebi ABD’dir. PYD-YPG-PKK ve DAEŞ birer taşeron terör örgütleridirler. Bunların hepsi ABD’nin maşasıdır. Ateşi eliyle tutmak istemeyen ABD bu örgütler aracılığıyla bölgede kirli bir savaş yürütmektedir. Zaten yıllardır Ortadoğu’yu bataklık haline getiren ve istikrarsızlaştıran da yine ABD’dir. Daha önceki bir yazımızda belirmiştik; “Afrin’deki bu savaş Türkiye ile ABD arasındadır” diye.
Kabadayı bir dünya düzeninde yaşıyoruz. Güç kimdeyse onun haklı olduğu bir dönem. Dünya 5’den büyüktür lafı boşuna bu kadar yankı uyandırmadı dünyada. Bu 5’li çeteye birilerinin dur demesi gerekiyor. Bunun için güçlü ekonomi, ileri teknoloji ve bağımsız yönetimlerin oluşması gerekiyor. Türkiye bu yolda hızla ilerliyor. Bununla birlikte Müslüman ülkelerin de birlik olması ve ortak hareket etmesi gerekiyor. Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Pakistan, BAE ve Katar gibi güçlü Müslüman ülkelerin iç çekişmeleri ve mezhep kavgalarını bir tarafa bırakıp ortak bir noktada buluşmaları ve emperyalizmle sonuna kadar mücadele etmeleri gerekiyor. Bu birliktelik sağlanırsa İslam ümmetinin feraha kavuşması çok da uzak değildir. Allah’a emanet olun
