15 Temmuz darbe gecesinin en kilit ismiydi Adil Öksüz. Darbe gecesi Akıncı Hava Üssü’nde darbeyi yöneten kişiydi. Darbeden kısa bir süre önce ABD’den yeni gelmişti. Zaten belirli aralıklarla ABD’ye gidip geliyordu.
Belli ki Pensilvanya ile iletişim kuran en üst düzey FETÖ mensubu Adil Öksüz’dü. Bence darbenin bir numarası Adil Öksüz’dür. Çünkü bu kadar kollanması ve hala yakalanamamış olması bunu en önemli göstergesidir.
Her ne kadar ABD ve Almanya FETÖ’nün darbe ile ilişkisini inkâr etseler de, darbenin tamamen bir FETÖ ürünü olduğunu herkes çok iyi biliyor ve bu belgeleriyle ispatlandı.
Darbe gecesi gözaltına alınan Adil Öksüz 16 Temmuz sabahı nasıl serbest bırakıldı?
Serbest bırakıldıktan sonra sırra kadem basan Adil Öksüz nerede saklanıyor?
Serbest bırakıldıktan sonra hakkında tekrar yakalama kararı çıkarılmasına rağmen hala yakalanamadı. 16 Temmuz’da hakkında yakalama kararı çıktı ve tüm vizeleri iptal edildi. Bunun üzerine ABD konsolosluğu 21 Temmuz günü Adil Öksüz’ü arayarak vizesinin iptal edildiğini haber vermiş. Kamuoyu bu şok bilgiye daha yeni sahip oldu. Yine şok bir bilgi de Adil Öksüz adına Temmuz ayı sonunda ABD’ye kesilmiş bir uçak biletinin ortaya çıkması.
ABD konsolosluğu ne amaçla aradı acaba Adil Öksüz’ü?
Hakkında yakalama kararı olan bir kişiyi arayıp vizesinin iptal edildiğini söylemek ne anlama geliyor?
Diğer tüm kişilere vize iptallerinde aranıp bilgi veriliyor mu?
Adil Öksüz ile yapılan telefon görüşmesinin detayları neler?
Tüm bu soruların cevaplanması gerekiyor. Aksi takdirde zaten olağan şüpheli olan ABD’nin darbenin arkasındaki esas güç olduğu belgeleriyle tescillenecek. Ve buna inanmayanlar da bu belgeler ile birlikte kesinle ABD’nin ülkemizde darbe yaptığına inanacaklardır. Benim kendi kanaatin darbenin tamamen ABD ürünü olduğudur. Tüm göstergeler bunu gösteriyor zaten. Kuvvetle muhtemel hakkında yurtdışı yasağı konan Adil Öksüz içeriden birilerinden yardım alıyor. Çünkü darbe ile ilgili çoğu bilgi onda mevcut. Hem yerli işbirlikçileri tarafından korunuyor hem de çok iyi saklanıyor. Hala bulunamaması da manidar. Acaba ABD’mi saklıyor Adil Öksüz’ü. Diplomatik alanlar ajanlar için, uluslar arası suçlular için en güvenli yerlerdir. Çünkü polis kolay kolay içeri giremez. ABD konsolosluğunda saklanıyor olma ihtimali de gün geçtikçe güçleniyor. Çünkü biz bu örneği teröriste hizmet eden gazeteci kılıklı Alman vatandaşı Deniz Yücel’de gördük. Bir ay boyunca Alman konsolosluğunda saklanmış. Emniyetin ve MİT’in takibi sayesinde, kaçamadan kıskıvrak yakalanmıştı. Aynı senaryoyu ABD
konsolosluğu önünde de yaşayabiliriz. Zaten MİT, ABD konsolosluğunu önünde konuşlanmış durumda. Her pisliğin altından çıktıkları gibi bu pisliğin altında da yine ‘BATI’ var.
Zaten FETÖ’cüler ve PKK’lılar Almanya ve ABD’de rahat rahat yaşamıyorlar mı?
Almanya, ABD ve diğer AB ülkeleri tüm teröristlere kucak açmıyor mu?
Sorsan bizler ıslah edicileriz derler, hâlbuki bozguncuların ta kendileridirler. Ayette de geçtiği gibi BATI şu an bozguncudur ve batıldır. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi kavramlar da bunların putlarıdır. Acıkınca hepsini yerler.
16 Nisan’dan sonra umarım yönümüzü ABD’den ve bir Hıristiyan kulübü olan AB’den İslam Birliği ülküsünde olan devletlere çeviririz. Kendi özümüze döneriz. Bize düşman olanlara ve bizden olmayanlara minnet etmemeliyiz. Bize dost olacaklara ve bizden olanlara yönümüzü dönmeliyiz. Kalın sağlıcakla…
