Taha Yusuf SARIGÜL

ABDULLAH GÜL ADAY OLUR MU?

Taha Yusuf SARIGÜL

 

   Son günlerin en çok cevap bekleyen sorusu bu sanırım. Aslında kamuoyunu bu soruyu sormaya iten de Abdullah Gül’ün yaklaşımları ve olaylar karşısında sergilediği tutumlarıdır.   

   Kurucusu olduğu ve dış işleri bakanlığı, başbakanlık ve genel başkanlık görevlerinde bulunduğu partisinden “Kardeşim Abdullah Gül” söylemi ile cumhurbaşkanlığına kadar uzanan süreçte yıllarca ülkeye hizmet etti.

    İplerin kopma noktası olarak birçok farklı olay telaffuz edilse de ortada büyük bir sıkıntının olduğu aşikâr. Kimi bu kopmanın 2007’deki erken seçim kararı sonrası Gül’ün Erdoğan’a danışmadan “tekrar adayım” demesi olarak görüyor. Kimi 2013’deki Gezi Olayları’nı, kimi 17-25 Aralık Operasyonlarını milat olarak kabul ediyor. Bu dönemlerde Gül’ün Erdoğan’a yeterince destek olmadığını ve birlikteliklerinin zedelendiğini ve onarılamayacak seviyeye geldiğini söyleyenler çoğunlukta. Yine başka bir önemli nokta da 2014’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gül’ün bir dönem daha adaylık beklentisinin boşa çıkması ve akabinde Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra göreve başlayacağı 28 Ağustos tarihinden bir gün öncesinde, 27 Ağustos’ta AK Parti kongresinin toplanmasına karar verilmesi ve Davutoğlu’nun başbakan olarak tayin edilmesi kararını vermesinin de etkili olduğu söyleniyor. Abdullah Gül en azından bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı yapmak istiyordu. Bu da olmadıysa Medvedev-Putin modelinde olduğu gibi tekrar AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olmak gibi bir düşüncesi vardı.

    Fakat tüm bunlar malum sebeplerden dolayı Erdoğan tarafından engellendi. Sonrasında ise Abdullah Gül’ün münzevi bir yaşamı ve izle-gör stratejisine dayalı süreç başladı. Fakat bu son KHK tartışması ile fitil tekrar ateşlendi. 2019 seçimleri yaklaşıyor. Görülüyor ki Abdullah Gül hala bir beklenti içerisinde. Beklentilerinin artmasının arkasındaki en büyük sebep ise kendisine 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ve sonrasında küfürler eden, hakaretler eden, eşinin başörtüsünü aşağılayan ve niyet okumalarla  kendisine olmadık ithamlarda bulunan tüm çevrelerdir. Cumhuriyet mitingleri ile koro halinde Gül’ü ve Erdoğan’ı hedef alan ve TSK’yı göreve çağıran kesimler şimdi Gül’ü kurtarıcı olarak görüp göreve çağırıyorlar. Fakat bilmiyorlar ki görevi halk veriyor. Öğrenilmiş çaresizlik insana akıl almaz işler yaptırabiliyor. Erdoğan muhaliflerinin de yaptığı şeylerin pek akılcı olmamasının nedeni bu öğrenilmiş çaresizlik. Daha akılsızca olan ise bunca fedailik yapıp kahraman olmaya çalışıp da rezil olanların örneklerini görüp de bile bile tuzağa düşmek olacaktır.

   Makam mevki aşkı insanın gözünü öyle bir kör ediyor ki o ihtiras ile siyasette hiç umulmadık hamleler ortaya çıkıveriyor. Bu yüzden Abdullah Gül’ün aday olması beni şaşırtmaz. Aday olması kendisi için büyük bir siyasi hata olacaktır ve tüm saygınlığını yitirecektir. Şaşmayacağım diğer bir konu da Erdoğan’ın 2019’da cumhurbaşkanı olarak tekrar seçileceği düşüncemdir. Bekleyip göreceğiz. Allah’a emanet olun…

Yazarın Diğer Yazıları