Şükrü KACAR

O GÜNLERİ ÇOK ARAYACAĞIZ

Şükrü KACAR

“Eski Türkiye, yeni Türkiye” diye tutturmuş gidiyoruz.

Eski Türkiye’de bugün olanların hiçbiri yoktu.

Devlet vardı, herkesin bir gönülle “Baba” dediği.

“Devlet Baba” dendiğinde, herkesin içinde bir büyüklük, bir güven duygusudur, çalkalanıp dururdu.

Dünya devletleri arasında öylesine bilinen bir yerimiz ve de onurumuz vardı.

“Bir Türk, cihana bedeldir” diyordu büyük Atatürk.

Şimdilerde ise, içeride bile o saygınlığımız kalmadı.

Bölündükçe bölündük. Sen-ben kavgası, bir bakın bizi nerelere getirdi.

Her gün kavga, her gün gelen şehitler.

Yakıyoruz, yıkıyoruz, bölmeye doğru gidiyoruz.

Dün, komşu ülkeler arasında ne hoş bir birlikteliğimiz vardı. Ne hoş geçinip gidiyorduk. Osmanlı döneminde yıllarca vuruştuğumuz Rusya, Sovyetler Birliği, uzun bir süreden beri dostumuz, alışveriş yaptığımız en yakın komşumuzdu. Bugün ise, bu büyük ülke ile kavgalı duruma gelmiş bulunuyoruz.

Bakınız, Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1933’lerde söylediklerine. O günden bugünleri nasıl görebildiklerine:

“Bugün Sovyetler Birliği, dostumuzdur. Komşumuzdur. Müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi. Tıpkı Avusturya gibi. Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler, avuçlarından kaçabilirler. Dünya, yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim, bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak. Dil, bir köprüdür. İnanç bir köprüdür. Tarih, bir köprüdür.

Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (Dış Türkler’in) bize yaklaşmasını beklemeliyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli…”

M.K. Atatürk

29 Ekim 1933

Aradan neredeyse yüz yıla yakın bir zaman geçmiş.

Bu büyük insanın, yüzyılın ilk yarılarında söyledikleri bir yana atıldığı gibi, Türkiye’yi de Eski Türkiye, Yeni Türkiye diye nerede ise ikiye bölmüşüz. Daha da parçalamak için durmadan kavgalar veriyoruz. Her gün bir yerlerimiz yakılıp, yıkılıyor. Her gün şehit cenazeleri geliyor. Çevremizde bir tek dost ülke bile kalmadı. Nerede ise Cumhuriyeti de kökünden yıkacağa benziyoruz. Mevcut halimize şükretmeden, bir takım akıl almaz şeylerin peşine düşmüş bulunuyoruz. Yapmayın beyler, etmeyin beyler. Birlik ve beraberliğimizi daha da sarsar, daha da parçalamaya çalışırsak, kötü yarınlar bizi çok başka biçimde vurur.

Yazık olur ülkemize,

Yazık olur şu birlik ve beraberliğimize.

 

Yazarın Diğer Yazıları