Şükrü KACAR

NE YAZAYIM?

Şükrü KACAR

Şu anda köydeyim. Evin bahçeye bakan balkonunda oturuyorum. Eski günler, yeni günler ve birçok anılar geliyor gözümün önüne. Ve düşünüyorum, ne yazayım? Önümde bir de Sayın Naci Onur Hocanın kaleme aldığı ve Kovancılar Kaymakamlığının bastırdığı “Yazı Hayatının 66. Yılında Şükrü Kacar” adlı kitap duruyor. Bir kitaba, bir de karşıda sırı sıra uzanan dağlara bakıyorum. Bugün gene ağır ve sıcak bir hava var. Rüzgâr gene öyle hafiften esiyor. Bir anda, İstanbul’da dün 53 derece olan sıcaklık aklıma geliyor. Hayatım boyunca hiç işitmediğim bir rakam bu 53 derece. Üstelik bir de İstanbul’un nemi var. İçimden “Eh, şükürler olsun. Biz burada öyle bir durumda değiliz. Doğa, o kadar hışımla inmiyor üzerimize.” demek geliyor. Evde, bir hanım, bir de ben varım. Zeki ile anası, sabah uğrayıp gitmişlerdi. İşte öğlen ezanı okunuyor. Tanrı, göklerimizden hiç eksik etmesin bu ezan seslerini. İslam, sürekli yükseledursun. Elimdeki kitabın son sayfasında güzel bir el yazısı ile yazılmış Dursun Elmas’ın “Atatürk Olmasaydı” başlıklı şiirini görüyorum. Tam da geçtiğimiz günlerin havasına uygun bir şiir. “Al sana bir konu” diyor ve bugün de bunu yazmaya çalışıyorum. Değerli okuyucular, bugün de bununla yetinip dursunlar. Atatürk, bize yeter de artar bile… ATATÜRK’ÜM OLMASAYDI   Saldırmıştı onca düşman Seyrindeydi bütün cihan Teslimdeydi ana vatan Atatürk’üm olmasaydı.   Kesilmişti yollarımız Kırılmıştı kollarımız Ne olurdu hallarımız Atatürk’üm olmasaydı.   Silinmişti kimliğimiz Bozulmuştu birliğimiz Yok olmuştu dirliğimiz Atatürk’üm olmasaydı.   Bayrak olmazdı gönderde Çan çalardı minarede Baykuş tünerdi camide Atatürk’üm olmasaydı.   Özgür ülke olamazdık Bu toprakta kalamazdık Vatan bile bulamazdık Atatürk’üm olmasaydı. Dursun ELMAS   Haydi, çok düşünün, şu ya da bu şekilde Atatürk’e dil uzatanlar… Uğurlu ellere emanet Haydi, çok selamlar. Gözlerinizden öpüyorum. Kalın sağlıcakla…                  

Yazarın Diğer Yazıları