Şükrü KACAR

NASIL BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ?

Şükrü KACAR

Sorsalar bize “Zorlu ve anlaşılmaz bir dünyada yaşıyoruz.” diye yanıtını hemen veririz.            Evet, sorunları bir o kadar çok, bir o kadar ağır bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlar değişmiş, insanlar bir başka olmuş bu dünyada.            Hemen her gün dünyanın birkaç yerinde kavga var.            İnsanlar, durmadan birbirini kırıp geçiriyorlar.            Acımasız bir dünyanın, acımasız da insanları var.            Bunu da acımasız yapan ya da yaptıran bizleriz.            Doymuyoruz; yediklerimiz, vurduklarımız, götürdüklerimizle doymuyoruz.            Nedensiz yere yok edip gidiyoruz birbirimizi.            Uzağa gitmeye gerek de yok.            Önce, ulusal iradenin tecelli ettiği yüce meclisimize bakınız.            Yumruklar, tekmeler, üstüne üstlük bir de ağıza alınmayacak küfürler.            Gelin de böyle bir ülkede sosyal adaletten, toplumsal dayanışmadan, bir de sözünü çok ettiğimiz özgürlükten bahsediniz.            Dün, mübarek Miraç Kandilimiz gündemdeydi.            Gene dün, Dünya Basın Özgürlüğü Günü idi. Türkiye, (180) ülke arasında (151.) sırada yer alıyordu. Cumhuriyet Türkiye’si bu haliyle sınıfta kalmış gibi gözüküyordu.            Dün, ayrıca büyük padişah Fatih Sultan Mehmet’in öldüğü gündü. Yani yüce peygamberimizin bir başka müjdelediği bir büyük komutanın öldüğü gündü.            Bir görünüz, Miraç Kandili’ne gireceğimiz günün akşamında meclislimizde neler oluyordu?            Söyleyin Allah aşkına; biz nasıl bir toplumuz ve nereye doğru koşuyoruz?            Bir ego uğruna bu durumlara nasıl gelmiştik?            Hani, kılı kırk yararcasına dinden, imandan söz ediyorduk.            Sözde İslam uğruna yola çıkan şu ünlü (IŞİD)’e bakınız. Kafa kol kesmekte, acımadan insan öldürmede ünlü olan (IŞİD)’e. Başında o değin yardım ettiğimiz, güçlendirmeye çalıştığımız bir Müslüman örgütten söz ediyoruz. PKK’yı da PYD’yi de çok gerilerde bıraktı bu Müslüman örgüt.            Bir sessizce yaşayan Kilis ilimiz, çoklukla Türkmenlerin yaşadığı Kilis yerleşim merkezimiz şimdi ne durumlarda? Günlerdir, bu acımasız örgüt güzel Kilis’i bombalayıp duruyor. Gerçek o ki bizde de bu tarz davranışlara özenenler var. Bizde de hak, hukuk bir yana itilmiş. Çıkar uğruna neler sergileniyor neler… Bir acımasızca yapılan saldırılar, yakılan, yıkılan işyerleri, kundaklanan arabalar…            İyi ama ne istiyor bunlar bizden? Ne istedikleri de belli değil. Gerçek o ki bunları da dışarıdan yönlendiren, yönetenler var. Ülkenin parçalanıp bölünmesi için ne gerekse yapmaya çalışıyorlar. Dış güçler de diyebiliriz o dışarıdan yönetenlere.            Evet, mübarek Miraç Kandilimizi bu koşullar altında kutlamaya çalıştık.            Yüce meclisimiz de güzel yüzünü bir daha göstererek bizleri bir daha düş kırıklığına uğrattı.            Anlaşılan, dualarımız da artık kabul edilmez olmuş.            Eh, ne diyelim; “Mevla’m neylerse güzel eyler.”  

Yazarın Diğer Yazıları