Biz, bu Kudüs’ü 1965’lerde görmüştük.
O dönemde İsrail’le Türkiye’nin arası çok iyiydi.
İsrail’de başlatılmış bir başka kalkınma hareketi vardı.
Çöldeki bu acayip kalkınmaya herkes bir başka bakmaya, bir başka değer vermeye başlamıştı.
Türkiye’den (38) kişilik bir kalkınma ekibi gitmiştik İsrail’e
Kıyıya yakın bin Aşkelon kasabasında kalıyorduk.
Köy İşleri Bakanı Lebit Yurtoğlu, bir başka önem veriyordu bu kalkınma işine. Aramızda mimar vardı, ziraatçı vardı, sosyolog vardı, psikolog vardı, eğitimci vardı. Biz de iki eğitimci vardık bu 38 kişilik heyet içerisinde.
Ben, Elazığ Halk Eğitimi Başkanıydım o dönemde. Heyete de eğitimci olarak davet edilmiştim.
1965 Ocak ayının başlarında gitmiştik İsrail’e. Kıyı kasabalarından Aşkelon’da yer ayrılmıştı bizlere.
Çölde gerçekten eşine rastlanılmamış bir kalkınma haraketli vardı. Küçük küçük tepeleri sökerek toprağını çöldeki kumlar üzerine taşıyor, ekilen araziyi daha da kuvvetlendiriyorlardı.
Heyetimiz büyük bir olgunluk içinde çalışıyor ve İsrail’i, devlet görevlilerinin mihmandarlığında kalkınma konusunda tanımaya çalışıyorduk.
O tarihlerde ben Turan gazetesinde yazıyordum. İsrail’de ki izlenimlerimi de günü gününe postayla gazeteye gönderiyordum.
Kudüs’te ki Atatürk Ormanı görülmeye değerdi.
Yahudiler, bize, özellikle de Büyük Atatürk’e bir başka değer veriyorlardı. O dönemde ABD’nin başında Trump gibi bir deli de yoktu.
İsrail devleti 1948’lerde kurulmuştu. Başbakan Bengiriyon zamanında ülkede köklü çalışmalar yapılmış, Kibust ve Moşaf gibi köylere güzel hizmetler götürülmüştü. Başbakan Bengiriyon’un maaşının bir kısmı her ay kendi köyüne gönderiliyordu.
Araplarla savaşı sürekli devam eden İsrail’de okullarda bile sivil savunma binası yapılmıştı. Sekiz yıllık eğitim o günlerde devam ediyor, Moşaf gibi köylerde tarıma bir başka önem veriliyordu. Daha o günlerde atom enerjisi kurulmuş İsrail her yönden güçlü bir devlet olmuştu. 18 yaşını bitiren ve evlenemeyen kızlar, hemen askere alınıyor, kısa bir eğitimden sonra öğretmen olarak köylere gönderiliyordu.1967 Arap- İsrail savaşında üstünlük bu sayede kazanılmıştı. Birleşik Arap Cumhuriyeti başkanı Abdülnasır’ın acı şekilde yenilmesi de bu yüzden olmuştu. İsrail bu bakımdan Arap ülkeleri karşısında her gün biraz daha güçleniyor, Arap dünyası ise varlığını o derece gösteremiyordu. Günümüzde büyük acılara yol açan son Filistin savaşındaki eziklik ve yenilme de bu yüzden olmuştur. Günlerdir bu acı olayların etkisiyle biz de başta ABD başkanı Trump olmak üzere Birleşmiş Milletler’e başvurup duruyoruz.
Umarız, bu girişimlerimiz sonuçsuz kalmaz ve ABD ve İsrail, yapılan yanlışlardan dönüş yaparak bir an önce sorunu çözmüş oluruz.
Not: Kıymetli şairimiz Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Tevfik Ozan’a annesinin vefatı dolayısıyla başsağlığı diliyoruz.
