İki ayrı insan.
Biri Şair
Diğeri Vali.
İkisi de Sivas elinde.
Rüzgar estirip duruyor.
İkisi de, bir şekilde içimizi vuruyor.
Şair, Ahmet Kutsi Tecer.
Vali, Halil Paşa.
Şair: “Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür” diyor.
Halil Paşa ise; Gidemediğin yer, senin değildir, diyor.
Şair, “Gitmesek de, gelmesek de, o köy bizim köyümüzdür” diyerek daha da pekiştiriyor içinden doğanı. Şairler, hep duygusal olurlar. Düşüncelerini bile çok kez, duygulara dönüştürmeye çalışırlar.
Ahmet Kutsi Tecer, öyle küçümsenecek bir şair de değildir. Halil Paşa, isim yapmış, Anadolu’yu adım adım dolaşmış bir yöneticimizdir. Bu ünlü sözü, yani “Gidemediğin yer senin değildir..” sözü, hem Sivas binasının cümle kapısının üstünde asılıdır. Hem de Başkent Ankara’da Bayındırlık Bakanlığının giriş kapısının iç kısmında. Tabi, bakanlık adı değişmeden. Şimdilerde pek bilemiyorum, bu sözün nerede asılı durduğunu. Gelelim işin gerçek yanına. Ben, yıllardır hem şiir, hem de düz yazı yazarım. Hiçbir zaman “Şairim” diye bir ifadede de bulunmadım. Ama yazdığım şiirlerin sayısı binleri geçti. Şiir kitaplarım, roman kılığında. Biri 397 sayfa, diğeri 44 küsur. Başka şekilde yayınlanan şiirlerimin sayısı da epeyce kabarık. Örneğin, Harput için onun üzerinde Elazığ Palu, Kovancılar, Ağın ve diğer ilçeler için yazdığım şiirler en az ikinin üzerinde. Buna karşılık düz yazılarım, yani gazete köşe yazılarım nerede ise otuz bine yakın. Az değil, yetmiş yıldan buna yazıyorum. Anadolu Basını Özendirme yarışmasında dört kez de birincilik ödülü almışım. Geçtiğimiz Cumartesi ve günü yani 30 Aralık’ta MANAS’ta bilim adamımız ve Hukuk Fakülte Dekanımız Sayın Hasan Tahsin FENDOĞLU için düzenlenen toplantıda da söylediğim gibi Türkiye’de benim gibi yetmiş yıldan bu yana yazı yazan gazeteci yazarın sayısı 30’u geçmez. Hakça söylemek gerekirse Vali Halil Paşa’nın “Gidemediğin yer senin değildir.” Sözünü kabul etmek zorundayız. Gidip gelemediğimiz yer, bana göre de hiçbir vakit bizim olamaz. Ama Ahmet Kutsi Tecer, şairdir. Öyle düşünmüş, öyle de duygularını ifade etmeye çalışmıştır. “Orda bir dağ var uzakta, o dağ bizim dağımızdır. İnmesek de, çıkmasak da o dağ bizim dağımızdır.” Şeklinde şiiri devam etmektedir. Bu ünlü şairimizi küçümsemek de aklımızdan geçmez.
Ancak doğruya doğru demek zorunluluğu vardır. Bu şairi, çok zaman seve seve de okuruz. Şu anda her iki insanımız da aramızdan ayrılmış ve ahrete kavuşmuşlardır. İkisine de yüce Tanrı’dan rahmetler diliyoruz.
