Şükrü KACAR

DURMADAN YAZMAK

Şükrü KACAR

Zaman, birlik ve beraberlik zamanı.

Önemli, hem de çok önemli günlerden geçiyoruz.

Bir bakınız, şu TRUMP denen adam, dünyanın başına neler açmak istedi.

Durup dururken, KUDÜS’ÜN, İsrael’in başkenti olmasını gündeme getirdi. Oysa Kudüs, Mekke, Medine’den sonra İslam’ın ilk kıblesi olan Kudüs, birdenbire bu dinsel yüceliğini yitirip, Yahudilerin, İsrael’in başkenti olamaz.  Ama TRUM denen adam, bilerek bunu yaptı ve bir anda dünya gündemini değiştirmeye kalkıştı. Dünya milletleri, Birleşmiş Milletlerin çoğunluğu, ayağa kalkarak, bu densiz adamın karşısına çıktı ve de “KUDÜS İsrael’in başkenti olamaz” yolunda karar verdiler.

Ne yazık ki, şu Arap ülkeleri, bu densizce verilen karara, yani TRUMP’un kararına bir güzelce cevap veremediler. Durup dururken bir de Medine’den İstanbul’a gönderilen KUTSAL EMANETLER hakkında olmaz açıklamalarda bulundular. Bir anda, ünlü paşamız, Osmanlı Paşası FAHRETTİN TÜRKKAN PAŞA’yı hırsızlıkla suçlamaya kalkıştılar.

Osmanlı sultanları, özellikle de padişah Abdulaziz döneminde Medine’ye gönderilen bu “KUTSAL EMANETLERİ”, Irak KUVVE-İ SEFERİYESİ KUMANDANI FAHRETTİN TÜRKKAN PAŞA, 1. Dünya Savaşı’nda 17 Nisan 1917’de gizlice İstanbul’a göndermişti. Fahrettin Paşa’ya alçakça iftirada bulunan BAE Dışişleri Bakanı Bin Zayed’in dediği gibi bu hediyeler “Medinelilerin malları değildi. Bu hediyelerin çoğu, KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN döneminde Medine’ye gönderilmişti. RAVZA’İ MUTAHHARA’ya bu eşyaları hediye eden, başta Osmanlı Sultanları, Şehzadeleri, Kadın Efendiler (Osmanlı hanımları), Vezirler, BABÜSSAADE VE DARÜSSAADE ağaları idiler. Diğer Türk İslam ülkelerinden de bir kısım hediyeler gönderilmişti. Bu küstah Dışişleri bakanının dediği gibi ortada bir hırsızlık olayı yoktu. Fahrettin Paşa ve askerleri yokluk içerisinde, aç, susuz, çekirge eti yiyerek aylarca Medine’yi ve bu kutsal emanetleri korumuşlardı.

Fahrettin Paşa dedikleri şekilde bir insan olsaydı, bu değerli eşyaları kendi adına bir erlere gönderir, büyük bir hazineye sahip olurdu.

Sonradan LOZAN barışında da bu kutsal emanetler gündeme getirilmiş ve Medine’ye gönderilmesini istemişlerdi. Rahmetli İsmet Paşa buna da karşı çıkmış ve kabul etmemişlerdi. Vahabbilerin iktidara gelmesinden sonra, Arap ülkelerinin dengesi tümden sarsılmış ve açıktan bir Osmanlı-Türk düşmanlğı başlatılmıştı. Bu düşmanlık ve istemezlik hala da sürmekte, yabancılar bizden çok tutulmaktadır.

Atatürk’e, İnönü’ye küstahça saldıranlar şimdi de Medine Kahramanı Fahrettin Paşa’ya saldırmaya başlamışlardır.

Fahrettin Türkkan, yiğitliği, ülkeseverliği ile bilinen bir Türk-Osmanlı paşasıdır.

O nedenle kaç gündür bu ünlü paşamızı köşemize taşıyor ve de tekrar tekrar hatırlanıp, anılmasını bekliyoruz.

Değerlerimize ne değin hatırlar ve anmaya çalışırsak, ülkemizi o tür ayakta tutmuş ve de yüceltmiş oluruz.

Askeri deha olarak şöyle bir Hazreti Ali’den başlayarak, Ertuğrul’lardan, Osman Gazi’lerden, Fatih’lerden, Yavuzlar’dan, Kanunilerden, Dördüncü Murat’lardan, Elazığ’a adını veren Abdulaziz’lerden, Atatürk’lerden, İnönü’lerden ve de Medine Kahramanı olarak tanıdığımız Fahrettin Türkkan Paşa’lardan bugüne doğru gelelim.

Hepsine de sonsuz saygılar ve rahmetler.

Güzel hizmetleri geçen bütün değerlerimizi tekrar tekrar saygı ile anıyor, yerleri cennet olsun diyoruz..

 

Yazarın Diğer Yazıları