Şükrü KACAR

BİRAZIM YELİNCEK

Şükrü KACAR

İnsanoğlu türlü çeşitli anılarla doludur. Bütün bir yaşam boyu, bu anılarla yaşayıp dururuz. Bizim Dayıhan dediğimiz Hasan Ergün Yılmaz, kardeşimize benzeyen Palalarımız vardı bir zamanlar. Bahri ve Nazmi amca çocuğu idiler bunlar. Bağımsız belediye Başkanı olarak seçime girdiğim dönemde bu Palalar çok mu çok çalışmışlardı benim için. Belediye başkanı olduktan sonra da bir gün eve gelmişler. Benim evde olmadığım bir sırada konuşma arasında hanımım “ Reis Beyi nasıl buluyorsunuz? Diye sorunca Palalar, “Reis Bey çok iyi bir insan, ama birazım yelincek. Biz ve bizim seviyemizdeki insanlar görmeye gidince, yerinden kalkıyor, karşılıyor, hal hatır soruyor, üstüne üslük birde çay, kahve, sigara ikramında bulunuyor. Oysa şimdiye kadar o makama gelenlerin hiç biri bunu yapmadılar ve yapmıyorlar da. Reis beyin bize göre kusuru da burada.” Şeklinde bir değerlendirmede bulunuyorlar.” Hanım, bunu bana anlatınca “Hanım, ben önce insanım. Öncelikle de bir eğitimciyim. Zengin fakir demeden insanlara karşı aynı tavrı göstermek zorundayım. İnsanlığımız ve dinimiz de bunu emir etmektedir dedim. Şimdiye kadar böyle davrandık, bundan böylede bu tür davranışlarımızı sürdürmeye çalışacağız. Palalar varsın öyle düşüne dursunlar… 23 Ocak Pazartesi günü Sayın Belediye başkanımız Mücahit Yanılmaz’dan randevu alarak Doğu Kentte bulunan sera alanındaki idari makamına ziyarete gittiğimde Sayın Yanılmaz, beni bir başka şekilde karşılamış, ağırlamış ve yolcu etmişlerdi. Bu arada yıllar önce Pala Bahri ile Pala Nazmi’nin dedikleri aklıma gelmişti. Ben bu Palalara Elazığ’ın Şırapazarı’nda bir buçuk metrelik yer vermiş ve ekmeklerini kazanmaları için bir yardımda bulunmuştum. Ne yazık ki bazı meclis üyeleri bunu başka değerlendirerek konuyu belediye meclisine taşımış ve bu yerin yılda 25-30 bin lira getireceğini ileri sürmüşlerdi. Şırapazarı’nda yıllardan beri çalışmakta olan esnaftan hiçbiri bugüne dek belediyeye bu ölçüde para da ödememişlerdi. Meclise karşı yaptığım konuşmada “25-30 bin değil, buraya 5 bin lira para verecek kişi getirirseniz bu yeri hemen Palalar’dan alıp o kişiye vereceğim.” Demiş ancak bunu yapamadıklarını görmüştüm.   Bu anıyı böylece kapadıktan sonra gelelim asıl meseleye. Elazığ Belediye’si Park ve Bahçeler Müdürlüğü sera alanı Doğu Kent’te 70 bin metrekarelik bir yerde bulunuyordu. Şehrin doğusunda böylesine güzel ve de işlenmiş bir alanın bulunduğunu yeni görüyorduk. İdari bina da o derece güzel yapılmış ve de hizmete sokulmuştu. Bu alanda her biri 250 metrekare olan 10 adet tünel sera, bir adet 500 metrekare polikarbon üretim serası, bir adet idari bina bulunuyor; sera alanında kaynakhane, marangozhane, tesisat malzemesi deposu, genel malzeme deposu, tamirat atölyesi, tarımsal ilaç deposu, oyun gurupları bakım ve tamirat atölyesi bulunuyor. Bitkisel toprak döküm ve hazırlama alanı; bu alanda park, refüj, yeşil alanlar ve çiçek parterleri gerekli olan toprak karışımı (toprak-torf-gübre-perlit) hazırlanıyor. Seralarda yılda ortalama beşyüzbin adet mevsimlik çiçek üretimi ve elli bin adet çelikle bitki üretimi yapılıyor. Küçük çaplı ağaçlar toprağa alınıp (repikaj) zamanla büyüdükçe park ve yeşil alanlara ağaç sökme makinesiyle taşınıyor. Serada repikaja alınan yaklaşık bin adet ibreli ve yapraklı ağaç bulunmaktadır. Bu ağaçların bakımları da serada yapılmaktadır. İhale edilen bitki ve ağaçlar dikim yerlerine alınıncaya kadar geçen süre içerisinde bakımları da seraca yapılmaktadır. Elazığ Belediyesi’nin bütün işler yanında bir de böyle bir seracılık alanını sağlamış olması gerçekten takdir toplamaktadır. Varlığını ve güzelliğini yeni fark ettiğimiz ve de yerinde gördüğümüz bu güzel gelişmelerden ötürü başta sayın Başkanımız Yanılmaz olmak üzere bütün hizmeti geçenleri ve bir gönülle çalışanları candan kutluyor; herkesin bu güzelliği bizim gibi gidip yerinde görüp değerlendirmesini diliyoruz. Bu arada Doğukent’te yeni yeni yapılıp hizmete sokulan bulvarlardan dolayı da Belediyemizi ayrıca kutlamak istiyoruz.   

Yazarın Diğer Yazıları