Genç bir şair bu.
Mastar eteklerinden Murat kıyılarına bakarken, bir görün neler dökülmeye başlamış dilinden.
“Havada açık kalmıştı sağ eli,
Biraz da kambur olmuş ince beli,
Sözü yarım kalmış, kurumuş dili
Hülyalara dalmış sanki rahmetli.” Diyor ve yayılmakta olan kuzuları, yol kıyısından uzakta tutmaya çalışıyordu.
Konakalmaz, Mastar’la, Murat suyu arasında, doğuya doğru uzanıp giden yolun kıyısında gelene geçene nerede ise “Hoş geldin” demeye çalışan bir köy. Vaktiyle ağa konağı, öylesine dolu dolu olan bir köy. Bir yanında Caferi, öte yanında ise Şahsuvar. Mastar’dan aşağılara akıp gelen o serince yeller, insanı şair yapmaz da ne yapar.
Evet, Azizoğlu, yakın tarihlerde tanıdığımız ve de bağrımıza basmak istediğimiz bir şair. Bir de o tok sesiyle ağır ağır dizelere dokununca, düşler bile bir başka oluyor insan dilinde. Uzağa gitmeden sevgili annesinin düşlerini, dize dize önümüze dökmeye çalışıyor.
“Derin çizgiler var alnında boydan,
Dostlarına kaşlarını çatmaktan
Avuçları hep nasır bağlamaktan
Yorgunluktan ölmüş gibi rahmetli.
Börek çörek yoktu sofrasında
Oh çekerdi kuru fasulye soğana
Dili dönmezdi yalana dolana
Riyakar olmadan gitti rahmetli
Sol gözü açık kalmıştı o gece
Kim bilir belki o an sevdiğine
İlişmiş bir bakış vardı yüzünde
Gönül yarasıyla öldü rahmetli.
Biri atmaya başladı bu toprağı
“İyi adam diyordu” ki başkası
Acele edin dedi şom ağızlı
Hoş kelam duymadan gitti rahmetli.
Yasını tutmalı üç gün üç gece
Kime düşer bu çileli vazife(bilmece)
Muhtar, imam komşu ahali bence
Miras bırakmadan ölmüş rahmetli.
Seveni çoktu aş ekmek verende
Razı olanlar hani şimdi nerede
Taşınırken omuzların üstünde
Dört beş kişi ile gitti rahmetli.”
“Annemin Düşleri” adlı 114 sayfalık şiir kitabı, Ekim ayında basılmış. Yukarıdaki şiir ise, yeni yazdığı bir şiir. Aynı zamanda bir yerel gazetemizde de sık sık yazılarını okuduğumuz bir yazarımız.
Ünlü MANAS Kültür Evimizde sık sık bulunan ve gelene geçene bir güzelce hizmet vermeye çalışan bir insanımız bu, Azizoğlu.
Konakalmaz Köyü’nü, 1947’lerde görmüş, diz boyu karda ve at sırtında giderek, istedikleri okulun yapılabilmesi için öğrenci sayısını tespit ederek Milli Eğitime sunmuştum. Ağa konağı dururken, muhtar Mehmet Tunç Çavuşun evinde kalmıştım. Uzunova Köyü ile Konakalmaz Köyü, bir birine akraba köylerdi. Konakalmaz’da Hacı Bey, Uzunova’da Bedri Beyler birbirlerine dünürlerdi. Biraz ötelerde Aşağşeyhacı’da oturan Öztürk ailesi de Uzunova ağalarından Salih Ağa’ya dünürlerdi. Böylece Murat suyu, her dünyaya gelen insanımızın gönlünü doldurur gibiydi. Bizim köyler ise biraz daha yukarılarda bulunuyordu.
Muhammet Yalçın Azizoğlu, (114) sayfalık bu şiir kitabıyla, okuyucularına “Merhaba” demiş, rahmetli annesini de bir güzelce yaşatmaya çalışmıştır. Özlemi ile yoğrulduğunu söyleyen genç şair ve yazarımıza bundan böyle de engin başarılar ve yazarımıza bundan böyle de engin başarılar ve sağlıklı ömürler diliyorum.
Annemin Düşleri
Ve birbirinden güzel şiirler
Okuyun
Ve de birazcık da sizler duygulanın.
Anneler kutsaldır
Bir o kadar da anlamlıdır düşleri.
Azizoğlu
Yazmış da yazmış
Birazcık da olsa
Uyandırmak istemiş bizleri.
Varsın
Bin yaşasın
Bu tür güzellikleri sergileyenler
Azıcık düşünsün
Bu tür güzellikleri
Bir inceden inceye
Sorgulayıp inceleyenler…