Şükrü KACAR

"ANNEMİN DÜŞLERİ"

Şükrü KACAR

Genç bir şair bu.

Mastar eteklerinden Murat kıyılarına bakarken, bir görün neler dökülmeye başlamış dilinden.

“Havada açık kalmıştı sağ eli,

Biraz da kambur olmuş ince beli,

Sözü yarım kalmış, kurumuş dili

Hülyalara dalmış sanki rahmetli.” Diyor ve yayılmakta olan kuzuları, yol kıyısından uzakta tutmaya çalışıyordu.

Konakalmaz, Mastar’la, Murat suyu arasında, doğuya doğru uzanıp giden yolun kıyısında gelene geçene nerede ise “Hoş geldin” demeye çalışan bir köy. Vaktiyle ağa konağı, öylesine dolu dolu olan bir köy. Bir yanında Caferi, öte yanında ise Şahsuvar. Mastar’dan aşağılara akıp gelen o serince yeller, insanı şair yapmaz da ne yapar.

 Evet, Azizoğlu, yakın tarihlerde tanıdığımız ve de bağrımıza basmak istediğimiz bir şair. Bir de o tok sesiyle ağır ağır dizelere dokununca, düşler bile bir başka oluyor insan dilinde. Uzağa gitmeden sevgili annesinin düşlerini, dize dize önümüze dökmeye çalışıyor.

“Derin çizgiler var alnında boydan,

Dostlarına kaşlarını çatmaktan

Avuçları hep nasır bağlamaktan

Yorgunluktan ölmüş gibi rahmetli.

 

Börek çörek yoktu sofrasında

Oh çekerdi kuru fasulye soğana

Dili dönmezdi yalana dolana

Riyakar olmadan gitti rahmetli

 

Sol gözü açık kalmıştı o gece

Kim bilir belki o an sevdiğine

İlişmiş bir bakış vardı yüzünde

Gönül yarasıyla öldü rahmetli.

 

Biri atmaya başladı bu toprağı

“İyi adam diyordu” ki başkası

Acele edin dedi şom ağızlı

Hoş kelam duymadan gitti rahmetli.

 

Yasını tutmalı üç gün üç gece 

Kime düşer bu çileli vazife(bilmece)

Muhtar, imam komşu ahali bence

Miras bırakmadan ölmüş rahmetli.

 

Seveni çoktu aş ekmek verende

Razı olanlar hani şimdi nerede

Taşınırken omuzların üstünde

Dört beş kişi ile gitti rahmetli.”

“Annemin Düşleri” adlı 114 sayfalık şiir kitabı, Ekim ayında basılmış. Yukarıdaki şiir ise, yeni yazdığı bir şiir. Aynı zamanda bir yerel gazetemizde de sık sık yazılarını okuduğumuz bir yazarımız.

Ünlü MANAS Kültür Evimizde sık sık bulunan ve gelene geçene bir güzelce hizmet vermeye çalışan bir insanımız bu, Azizoğlu.

Konakalmaz Köyü’nü, 1947’lerde görmüş, diz boyu karda ve at sırtında giderek, istedikleri okulun yapılabilmesi için öğrenci sayısını tespit ederek Milli Eğitime sunmuştum. Ağa konağı dururken, muhtar Mehmet Tunç Çavuşun evinde kalmıştım. Uzunova Köyü ile Konakalmaz Köyü, bir birine akraba köylerdi. Konakalmaz’da Hacı Bey, Uzunova’da Bedri Beyler birbirlerine dünürlerdi. Biraz ötelerde Aşağşeyhacı’da oturan Öztürk ailesi de Uzunova ağalarından Salih Ağa’ya dünürlerdi. Böylece Murat suyu, her dünyaya gelen insanımızın gönlünü doldurur gibiydi. Bizim köyler ise biraz daha yukarılarda bulunuyordu.

Muhammet Yalçın Azizoğlu, (114) sayfalık bu şiir kitabıyla, okuyucularına “Merhaba” demiş, rahmetli annesini de bir güzelce yaşatmaya çalışmıştır. Özlemi ile yoğrulduğunu söyleyen genç şair ve yazarımıza bundan böyle de engin başarılar ve yazarımıza bundan böyle de engin başarılar ve sağlıklı ömürler diliyorum.

Annemin Düşleri

Ve birbirinden güzel şiirler

Okuyun

Ve de birazcık da sizler duygulanın.

Anneler kutsaldır

Bir o kadar da anlamlıdır düşleri.

Azizoğlu

Yazmış da yazmış

Birazcık da olsa

Uyandırmak istemiş bizleri.

Varsın

Bin yaşasın

Bu tür güzellikleri sergileyenler

Azıcık düşünsün

Bu tür güzellikleri

Bir inceden inceye

Sorgulayıp inceleyenler…

 

Yazarın Diğer Yazıları