Muhammed KURŞUN

Nerden Nereye!

Muhammed KURŞUN

Türkiye tarihine bakıldığında siyasi ve ekonomi olarak pekte iç açıcı şeyler söylemek mümkün değil. Özellikle 12 Eylül 1980 öncesine baktığımızda vahim tabloyu görebiliriz. Bu durum zayıf bir halkanın ne kadar rahat bir şekilde kopacağının işareti değil mi?

12 Eylül öncesinde, 1978 – 1979 yıllarında Türkiye ekonomik anlamda batık bir halde olduğunu inkar etmemek gerekir.  Döviz yokluğu, petrol sıkıntısı ve temel gıda maddelerinin karaborsaya düşmesi elbette halkı gün geçtikçe olumsuz etkilemesine sebep oluyordu.  Temel ihtiyaçlarını almak isteyen insanların oluşturduğu kuyrukları o denemi yaşayan kuşaklar çok iyi bilmektedir.

Ortadoğu savaşından sonraki petrol ambargosu petrol fiyatlarını arttırmasına sebep olurken, petrol ithal eden ülkeleri kötü etkilemişti ve maalesef Türkiye de bu ülkelerden birisiydi…

Aslında 12 Eylül öncesi ekonomik durumdan bahsetmek için Kıbrıs Barış Harekatı döneminden itibaren ele almakta yarar görüyorum. Özellikle maliyet artışları, uygulanan ambargolar ve petrol krizi, Türkiye ekonomisini batma noktasına getiren en önemli etkenleri oluşturuyordu.

O dönemlerde halka öylesine zayıflıyordu ki, artık insanlar bir birleriyle olan diyaloglarını kısırlaştırıyor ve çatışmalara sebep veriyordu. Ekonomi kan kaybettikçe siyasi istikrarsızlık ve akabinde uç görüşlerin çatışmaya maruz kaldığı da ortadadır.

Milli bütünlüğe ve ulusal bir devlet olmayı bir türlü beceremedik. Aslında bir çatı altında toplanmayı becerebilsek emin olun ki bileğimizi bükecek bir unsur tanımıyorum.

Rüzgar ne kadar sert olursa olsun, kayanın sadece tozunu alır!!!

12 Eylül 1980 sonrası asker idareye el koymuş ve yaşanan olumsuzlukları frenlemeyi başarmıştır. Tabi yapılan bazı hatalar suları tam manasıyla durduramıyordu. Turgut ÖZAL dönemi Milli Politikamızı ön plana çıkarmış ve ülkenin ekonomi durumu iyileştirmeye başlamıştı. Adeta çağ atlar gibi büyük hamlelere imza atıyorduk. Bu ülkenin başarısı her zaman birileri tarafından kıskanılmış ve engel olunmuştur.

AK Parti dönemiyle artık yurt dışına olan bağlılık sona ererken üretime başlamanın ve hızlı büyümenin temelleri atılıyordu. Güçlü Türkiye projesi gün geçtikçe yerine otururken maalesef dış güçler boş durmuyor ve ülkenin ilerlememesi için elinden gelenini yapıyorlardı. Ama bu sefer planları tutmuyordu çünkü;

Ekonomi güç, Siyasi istikrar, sağcısı solcusu tek bir bütün oluşturması ve en önemlisi Milli bütünlük için seferber olmamız elbette hain planlara geçit vermiyor.

Hülasa, nereden nereye geldiğimiz ortadır. Bunu inkar etmemiz mümkün değil ve yapılan iyileştirmeler içinde elbette hatalar vardır. Bu hatalar ülke bütünlüğünü bozacak bir durumda değildir. Lakin dikkatli olmakta yarar görüyorum. 15 Temmuz sonrası sular duruldu gibi görünse de boş duracaklarını sanmıyorum. Bu yüzden dün ne kadar birlikteliğimiz ön planda ise bugünde, yarında daha fazla olmasına ihtiyacımız vardır vesselam…

 

Yazarın Diğer Yazıları