Malumunuz yerel seçimler yaklaşmakta olup “Ben parti yetkililerinden adaylık süreci ile ilgili söz aldım vs.” gibi cümleler ortalıkta dolaşırken şehrin gerçeklerini göz ardı etmemek adına naçizane düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Siyasi partiler adaylarını birer birer açıklamaya başladı. 2019 Mart ayına kadar adaylar, şehir ile ilgili düşüncelerini, planlarını kapı kapı gezerek anlatmaya başlayacaklar. Genel anlamda var olanı eleştirmek ya da geçmişte görev yapanların hatalarını insanlara anlatmak yerine daha güzel projelerle şehrimizi yaşanabilir hale getirmek için çaba sarf edeceklerine dair sözler verecekler. Bazı adaylar ise verdikleri sözlerin unutulacağından emin oldukları için “Şunu şunu yapmazsam istifa ederim..” diye popülizm yaparak günü kurtarmaya çalışacaklar. Gönül bu tür taahhütlerin noter tasdikli verilmesini arzu eder. Doğru ve inandırıcı olan da bu olur zannımca..
Belediye başkan adayları meydanlarda bizlere bunları anlatırken, sorgulayacağımız asıl mesele de nasıl bir ekiple çalışacağıdır. Elbet de her siyasi parti kendi düşünce ve misyonuna göre var olan aday adayları içerisinden şehre en verimli olacak, kazanabilecek, vizyon sahibi olan adayı öne sürecektir. Her ne kadar bu adaylar parti genel merkezlerince gösterilmiş olsa da, bu adayların alt yapısını güçlendirecek olan belediye meclis üyesi adayları için gereken ilgi, alaka ve özveri gösterilmiyor gibi gözüküyor. Yıllardır Başkan üzerinden yapılan seçim kampanyaları artık başkanın şahsıyla birlikte oy vereceğimiz ekibi de tanıtarak yapılmalıdır.
Bunları düşünürken şu sorular aklımdan geçmiyor değil..
Belediye meclisinin yetkileri nelerdir? Bir belediye meclis üyesi ne yapar? Hangi meziyetleri taşımalıdır? Belediye meclis üyesi belirlenirken hangi kriterlere dikkat edilmelidir? Bölgesel dengeler gözetilmeli midir?...
Bu soruları seçim döneminde çok iyi irdelemek gerekir.
Yerel seçimlere yaklaşırken belediye başkanlarının hizmet performansı ve vaatleri sorgulanırken aynı seçimle beş yıllığına göreve gelmiş çoğunluğun tanımadığı belediye meclis üyelerinin seçilmiş oldukları il ve ilçe için hangi amaçla geldiği ve gelmek istediği, neler yaptığı veya yapacağı hiç gündeme gelmez?
Halbuki belediye meclisi son derece mühim bir işleve sahiptir.
Ahbap çavuş ilişkileri ile sırf “Başkanım” diye hitap edilmesi için meclis üyeliği yapandan tutun, yolsuzluklara bezenmiş üyelere kadar birçok insan bu konuda başvurularını yapıyorlar. Büyük liderlerin, büyük ülkülerin, büyük fikirlerin, büyük hareketlerin gölgesinde bende seçilirim edası ile kendi çapını bilmeden şehrin tabanına tercümanlık yapamayacak ve hatta kendi derdini bile anlatamayacak kadar aciz insanların buralara gelmesine müsaade etmemeliyiz.
Belediye başkanına karar verirken seçtiğimiz belediye meclis üyeleri yaşadığımız şehrin sorunlarının çözülerek ilimizin daha yaşanılabilir bir kent olmasını arzu etmelilerdir.
Şimdiye kadarıyla gördüğümüz meclis üyeleri sadece meclis toplantılarına katılıp el indirip kaldırarak apar topar kararları onaylayıp sonrasında da her toplantı için “huzur hakkı” ücretini alarak görevlerini yaptıklarını mı zannetmektedirler.
Elazığ’lı artık seçimlere giderken birçok konuyu şematik anlamda irdelemek ve karşısına çıkacak her adayı ekibi ile birlikte değerlendirmek zorundadır.
Sevgili okur;
Bu şehir; seçen, seçilen, seçilmiş veya şehrin bir köşesinde siyaset nedir bilmez 700 küsur bin evladın şehridir. Bu şehrin menfaatlerini göz önünde tutmadan siyaset yapanlar, siyasi sahnelerden silinmekle birlikte tüyü bitmemiş yetimin hakkına da sebebiyet verip, ahretlerini de tahmin edilir bir duruma getirmektedirler. Son zamanlarda siyasi sahnelerde çokça duyduğumuz LİYAKAT kelimesi artık bakan, vekil, belediye başkanı, meclis üyeleri ve muhtar adaylarına kadar indirgenmelidir.
Sevgili okur, bu konuda yazılacak o kadar çok şey var ki! Yazdıkça yazası geliyor insanın. Uzun uzun yazıp, okunmayacak bir yazı olsun istemiyorum.
Bu şehrin ve yöneticilerinin artık daha bilinçli bir seçmen ile karşı karşıya olduklarını bilmesi umudu ile..
