Geçtiğimiz hafta içerisinde ASGD. Elazığ şubesi olarak Elazığspor tesislerine giderek Altınordu maçı öncesi Elazığporumuz’a sezon öncesi 50.Yılımızda başarılı bir sezon geçirilmesi temennisinde bulunmuştuk. Bu esnada gerek takım kaptanımız Onur, gerek Mehmet Altıparmak hocamız, kulüp medya sorumlusu ve aynı zamanda şubemiz organlarında da görevli Eray Değer ve diğer çalışanlara göstermiş oldukları yakın ilgi ve alakadan dolayı şubem adına teşekkür ediyorum. Kısa ve öz ziyaretimizde konumuz futbol ve Elazığ’ın futbola yatkın potansiyeli olunca, geçen sezona oranla Elazığspor’un gücünden çok şey kaybettiği, hazırlık maçlarının ölçü olmadığı, acilen savunmamızın sağ ve sol bölgelerine ve hücum bölgesinde golcü bir santrafora, orta alanda ise oyunu sağlı sollu kullanabilen ikinci bir alternatif futbolcuya ihtiyacımız olduğu bizim kendi görüşümüzü yansıtan sözlerimiz olmuştu. Elazığ sporumuzun nereyse sil baştan bir takım oluşturduğunu, tabiri caiz ise şu an itibari ile toplama bir takım olduğumuzu, toplama takımlarında işlerinin çok zor olduğunu hatta geçen sezon bu doğrultuda Urfa takımının ligden düştüğünü, Antep Belediye takımının’da son anda ligde kaldığını hocamızla yaptığımız iştişarede dile getirmiştik. Ayrıca, ligin ilk maçında işimizin gerçekten çok zor olduğunu, ligin oturmuş ve en genç takımına karşı oynayacağımızı, bu takımın alt yapısı, üst yapısı kısaca hangi yaş katagorisi olur ise olsun tek takım olma hüvviyetine sahip olduğunu, ligin ilk maçı olan bu maç için’de, her türlü sonuca hazırlıklı olmamız gerektiğini sözlerimiz arasına eklemiştik. Sağ olsun Mehmet hocam da aşağı yukarı bizimle aynı fikirleri paylaşınca, Altınordu maçı bizim açımızdan ileriki maçlar için skordan ziyade neler yapabiliriz anlamında önem taşıyordu diyebilirim. Futbolcu kardeşlerimizin lig maçlarında neler yapabileceği, Elazığspor’un takım olarak nerelerde olabileceği düşüncesi ön planda olunca maçın skoruna bakmadan şunları söyleyebilirim. Kimsenin kırılıp gücenmesine gerek kalmadan, Murat Kayalı’nın defans bölgesine yakın oynaması dikkatimizden kaçmazken, Kayalı’nın aynı hataları önceki sezonlarda da yaptığını, hücuma çıkacağımız anlarda gereksiz top kayıpları yaparak takımını zor durumda bıraktığını nakarat misali bir kaç kez daha izlemiştik diyebilirim. Dolayısı ile orta alanda Tatos’un yanına acilen iyi bir orta saha ihtiyacı dikkatimizden kaçmazken, sağ ve sol beklerimizde sıkıntı yaşayacağımızı daha önce dile getirmiştik. Hücüm bölgesinde ise Serdar Deliktaş ve ya Umut Nayir gibi bir hücum oyuncusuna ihtiyacımız olduğu dikkatlerden kaçmazken, bir takım ancak bu kadar gol pozisyonuna girer demekten de kendimizi alamıyoruz. Özellikle duran toplar’dan yakaladığımız pozisyonların hemen, hemen tümü gol olabilecek yapı da olsa da, golün olması için topun dışarıya değil kaleye gönderilmesi gerektiğini bilmemiz gerekir diyorum. Bu kadar pozisyon ve sabaha kadar maç oynanmaya devam etse kaleyi unutan bir oyuncu topluluğu, bu kısmın özeti olsa gerek. Sözümüzün özü, Altınordu takımı bizi yendi ya da saha’da ezdi dersek yalan ve yanlış söylemiş oluruz. Elazığspor eksikleri olmasına rağmen rakibine karşı iyi mücadele etti, fazlası ile pozisyonlar buldu. Tribünlerdeki serzenişlerin ne kadar haksız ve yersiz olduğuna bizler adımız gibi inanıyorsak, Elazığspor’un bu lige damga vuracağına ve iyi bir takım olacağına olan inancımızda arttı diyebilirim. Zaman ilacımız olsun bizim için.
