Mehmet DUMAN

VARLIK İLE YOKLUĞUN MÜCADELESİ

Mehmet DUMAN

 Lig de üçüncü haftayı geride bırakırken kendi adımıza gördüğümüz gerçeğin, akıllı adımlar atarak, boyunu aşmadan hareket edecek takımların bu sezon zirveyi kolay, kolay kimseye bırakmayacaklarıdır. Karşımızda duran tabloya baktığımızda, ligin üstünde kendisine yer bulmaya çalışan üç takımın bu süreci sıkıntısız ve kayıpsız geçtiğini, sonrasında sıralanan takımların özellikle lige yeni gelen takımlardan oluştuğunu görmekteyiz.

Dikkat çeken unsurlara baktığımızda ise, İstanbul takımlarının ligi çantada keklik görmeleri başlarını ağrıtacak gibi görünürken, özellikle İstanbul sporun kalesinde çok gol görmesinin yanında Ümraniye takımının geçtiğimiz iki sezonki görüntüsünden çok uzak kalması dikkatlerden kaçmadı. Üç haftalık sürecin deliğine çomak sokmaya devam edecek olursak, kırmızı kart gören takımların erken dağıldıklarını ve farklı mağlup olduklarını görmekteyiz. Takım direnci bir kişi eksik kalmayla bu kadar mı zayıflar sorusu mantığımızın almadığı bir davranış biçimi olurken, Altınordu takımının hedef koyduğu sezonda, üç haftalık süreci olumlu kullanamadığına şahit oluyoruz. Ligin dibine demir atan gruba baktığımızda ise genelde aynı sorunlarla boğuşan takımların varlığını görmekteyiz. Sürpriz sonuç diye lanse edebileceğimiz bir sonucun karşımıza çıkmadığı bu süreçte özellikle Karabük ve Eskişehirspor takımlarının altyapıdan sahaya sürdükleri gençlerle verdikleri mücadele takdire şayan olarak karşımıza çıktı diyebilirim.

Takdir ettiğimiz bir diğer takımın ise Altay olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Üç haftalık süreçte, iki maçı deplasman da oynamalarına rağmen, ilk hafta Ümraniyespor’u mağlup etmeleri ikinci hafta Afyon maçından bir puanla dönüp üçüncü hafta İstanbulspor’u İstanbul’da 5-0 la geçmeleri takdirin getirdiği notlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, Karabükspor, Eskişehirspor ve Elazığspor’u kaderleri aynı olan takımların oluşturduğu küme olarak değerlendirip, bunların yanına Balıkesirspor ile Adanasporu’da yetersiz kadroları ile eklediğimizde alt sıralarda oluşan süzgece kimlerin takılacağını sezon bitmeden dahi hep beraber görebileceğimizi belirtebilirim. Tıpkı geçtiğimiz sezon Manisaspor ile Gaziantepspor’un yaşadıkları gibi. Geride bıraktığımız haftayı bu şekilde analiz ederken kendi özümüz Elazığ spor için ise gidişatın hiç kolay olmayacağını söylerken, kırılması gereken üç dakikalık tahtanın iş makinelerinin bile rahat kıramayacağını hep beraber görmüş olduk. Üç haftalık süreçte elinde olan imkânlarla işinin en iyisini yapmaya çalışan Orhan Kaynak ve ekibini gerçekten tebrik etmek gerekir. Bu hafta, mecburen sahaya sürdüğü, takım çalışmasına katılmamış, idmansız oldukları her hallerinden belli olan futbolcuların ortaya koymuş olduklarını tenkit etmemek gerekir.

Çaresizliğin sıkboğaz ettiği bir durumda, olan bu demekten başka bir çözümün olmadığını düşünüyorum. Tamamen tecrübesizlik ve kişisel hatalarla son iki haftanın mağlup takımı olma kimliğini hanemize yazdırırken bu takımın biraz daha gayret ve olayı sahiplenmesi ile bazı zorlukları başarıya çevireceğine olan inancımı koruduğumu belirtmek istiyorum. Özellikle bu hafta kendi sahamızda oynayacağımız Balıkesir maçının mutlak altı puan değerinde bir maç olduğunu belirtmek istiyorum. Rakibin üzerine çıkma adına, ligden kopmama adına, bulunduğumuz basamaktan kurtulma adına çıkacağımız bu maç için Elazığspor’a en iyi gelecek ilacın galibiyet olacağı reçetemizde yazılı gerçeğin ta kendisidir diyorum.

Geçtiğimiz haftayı bu şekilde gündeme getirmeye çalışırken, takımların henüz lige tam olarak ısınamadıkları göze batan unsurlardan en önemlisi oldu. Bir yandan şan, şöhret, isim, para, ekonomik güç diğer bir yandan ise yokluk, bitmişlik, tükenmişlik, çaresizlik. Kısaca, varlıkla yokluğun mücadelesi.

Bu ligin süzgecinde olan takımlar. Herkes için başarı dilemek bizden olsun. Allah’a emanet olun.

Yazarın Diğer Yazıları