Mehmet DUMAN

SON SAHNE

Mehmet DUMAN

Tecrübe diyoruz söz etmiyor, tecrübesiz diyoruz söz geçmiyor. Bazıları adına kadro derinliği yok diyor, bazıları adına yetersiz kadro diyor. Düşünüyorum da Elazığspor dediğimizde hiç kuşkusuz aklımıza tecrübe geliyor. Baktığımızda takımın neredeyse yarısından fazlası süper lig ya da birinci ligde yıllarca oynamış tecrübe abidesi gibiler Maşallah. Genç, çaylak dediklerimizin yüzde yetmişi geçen sezon birinci ligde bu takımın kadrosunda bulunmuş, birçok maçlarda görev almış futbolcular. Sıkıntı nerede o halde, ligin son üç sırasına yerleştik. Yerimiz güzel. Küçük kardeş belediye spor da bizimle aynı kaderi paylaşıyor, onların transfer tahtaları açık, her yıl yeniden başlamak amacıyla bir şeyler yapmaya kalkıyorlar ama kısıtlı bütçe ve yanlış transferler ellerinde patlıyor. Sonuç, tıpkı Elazığspor gibi onlarda bulundukları ligde son üç sıradalar. Çözüm var mı diye kendimize sorduğumuzda, tıkanmış bir süreç yaşıyoruz sanki. Takımın hocasına gösterilen tahammül, güvensizlikten değil gibi. İşin gerçek kısmı genç dediğimiz futbolcu ordusu boyundan büyük işlere ve kendini kaybetmişlere bürününce Elazığspor’un durumunu çok da yadırgamamak gerekiyor.

Futbolcuların iş disiplininden kopmuş halleri ve sosyal yaşantıları ön plana çıkmış durumda şu an. Kulağımıza bazı şeyler fısıldanıyor. Gidişatın nedenlerini sorgularken inanmak istemiyoruz fısıltılara. İşler kötü gidiyor, taraftarlarla dalaşmalar, saha dışındaki dinçliğin yeşil alanda tükenmişliğe dönüşmesi hayra alamet olmasa gerek. Ağabeylerinin sözleri para etmiyor, aileler gazla pompalanmış beyinlerin havasını boşaltamıyor bir türlü. Kırk tane yeni hoca getirsen ne olacak ki. Elazığ da, Elazığlı hocalara sıcak bakılmıyor deniliyor. İyi güzel de siz sıcak bakılması için ne yaptınız. Denenmişlere tamam diyebiliriz, peki yenilerinin suçu ne. Dışarıdan hocalar aranıyor, çözümsüzlüğü çözmek için, ya tutarsa temennisinden başka dua yok. Ümit hoca lise takımını Türkiye şampiyonu yapıyor reklamlarda üzerimize pay çıkarır gibi cambazlık yapıyoruz emeğimiz var gibi. Kimse Demiyor ki, hocam buyur sana iş, aş. Ender, Önder, Erkan, Alaattin, Muammer ve birçokları, hani bizim milliyetçilik hikâyemiz, hani birilerinin elinden tutmak, yolunu açmak. Olmaz, elin ki tatlı deniliyor bizde. Bu futbolcularla olmaz başkan. Saha ve saha dışında disiplinsizliğin başrol oynadığı apaçık ortada, idari ve yönetimsel anlamda iş çığırından çıkmış gibi. Elazığspor, üreten değil tüketen olmuş, dilde kemik yok nasıl olsa, çekip uzatanlar, atanlar, tutanlar önüne geçilmiyor, yumruklar, masa çözüm bulmadığı gibi itici gelmeye başlıyor, neşter in günü zamlanıyor.

Çaresizlik böyle bir şey işte, eller, kollar bağlanınca, çıkar yol bulunamayınca, boynun bükük kalıyorsun kendisini futbolcu sanan dili ve çenesi uzamışlara. Neşter i vurmak lazım derken bazı şeyleri göze almak gerekir fazla zamlanmadan. Baktığımızda, neden bir Bursa’yı ya da Eskişehir’i örnek almadığımızı düşünüyorum. Yapboz oyunu bizi bir yerlere götürmez gerçeği karşımıza Antep ve Urfa gibi takımları getirirken, kendi elimizle çizdiğimiz projenin son tangosu da bu olsa gerek diyorum. Herkes sahnesini oynadı kenara çekildi, şimdi final sahnesi bekleniyor. Hançeri kim vuracak. Alıştık artık çekinmeyin, başlangıç oyununu açanlar perdenin kapanışına da yön verirler. Sıkılmaya gerek yok, Biraz diş sıkarsın olur biter. Gerisi bu saatte sonra pek de merak edilmiyor. İnfazın gerçekleşmesi günlük ertelemeler ile bu taraftarı daha çok üzüyor, en iyisi siz bir defa da çekin şu ipi olsun bitsin. Ne kaldı ki şunun şurasında.

 

Yazarın Diğer Yazıları