Mehmet DUMAN

SON NOKTA

Mehmet DUMAN

Elazığsporlu futbolcuların stres, belirsizlik, kapasite, başarısız sonuçlar ve konumlarından dolayı yaşadıkları gerginlik çenelerine vurmuş olacak ki idmanda yaşanan tatsız olayların sonucu olarak kadro dışı kalmalar, kulüp başkanının takım kaptanını dışlayıcı konuşması, varlığı söz konusu bile olmayan öze dönüş ve altyapı adına verilen sinyaller, bardağın taşan son kısmı gibi görünse de biz bunun adına sözün bittiği yer diyebiliriz.

Sezon öncesi yaşanan belirsizliklerin yanında takıma devlet memuru atama zihniyeti ve gündelikçi kongre üyelerinin oyları ile gelen yönetim kurullarının borç ödemelerinde yaşadıkları sıkıntı akıbetimizin nasıl olacağını bize apaçık gösterse de, ateşten gömleği birilerine giydirelim ya da aman şu süreci bir atlatalım düşüncesi Elazığsporun maalesef acı sonunu hazırlayan gerçeğin kapanış sayfası olmuş oldu. Elazığsporun kurtuluş reçetesi var mıdır veya bu reçeteyi yazabilecek bir babayiğit bulunur mu sorusu, cevabı çok zor bir düşüncesin ürünü olmasının yanında bu takımı kimlerin bu hale getirdiği de kulaktan, kulağa fısıldanmaya başlandı diyebilirim. Kısaca bu saatten sonra Elazığspor’un bu ligde kalması mucize olarak görünürken, yönetim kurulunun bu düşünceyi haftalar öncesinden benimsediğini fakat Elazığ a ve taraftara anlatma adına sıkıntılar yaşadığını görmekteyiz.

Gelinen son noktada yaşanan patlamaların ise, elektrik, internet, doğalgaz, kavgalar, kırmızı kartlar ve kadro dışı bırakılma kararları ile Elazığspor’un nakavt olma durumuna döndüğünü görmekteyiz. Bundan sonrası ne olacak dediğimizde karşımıza çıkan gerçeğin, değneğin iki uçununda çamura bulaşmış olmasıdır diye düşünüyorum. Yaklaşık iki aydan fazla bir süreçte yok efendim bugün tahta açılmazsa anahtarı bırakırım, telefonlarıma çıkılmazsa bırakırım, randevu verilmezse bırakırım gibi laf cambazlığı artık yerini hırçınlığa bırakmış, verilen sözlerle diyet borçlarının ödenemediği görülmüştür. Çaresizliğe çözüm bulmak için kapı, kapı ilaç aramak devri son bulmuş, yerini geride kalan hayıflanmalar almıştır. Elazığspor’la başladığımız yazımızda gurubumuzda değişen fazla bir şeyin olmadığını görmekteyiz. Son üç takımın puan hanesi bu haftada artı yönden bir gelişme göstermezken, dibe bağlanan halatın gücüde bu üç takım için zayıflamaya başlamış, ligden kopma aşamasına gelmiştir.

Üst sıralara döndüğümüzde ise, üç takımın ilk iki sıraya yerleşme yarışı tüm hızı ile devam ederken her basamakta dört puanlık fark oluşu da gözümüzden kaçmadı. Öyle ki, Gençlerbirliği takımı oynadığı sekiz maçın tamamını kayıpsız geçerek rekora doğru giderken, takipçilerinden olan Boluspor’da kendi sahasında puan kaybetmesine rağmen bu yarıştaki iddiasını sezon sonuna kadar devam ettirecek güçte olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha sonrasında sıralanan takımlar ise kalite, ekonomik güç, hedef anlamında sezon öncesi konuşmaları ile doğru orantılı olarak yollarına devam ederlerken bu sürecin birkaç hafta sonra daha çekişmeli ve zevkli bir hal alacağı düşüncelerimiz sıcaklığını korumaya yetecek gibi duruyor. Geçen hafta Giresunspor’da Metin Diyadin ismini zikrederken onun için son maçı olabileceğini belirtmiş, kıyımların ve oynamaların başladığına değinmiştik. Osman Özköylü bu rüzgârın bir başka savrulmuşu olarak gözlerimize takılırken rüzgârın önüne kattığı listeye Adana Demirspor maçından sonra Orhan Kaynak ismini de ekleyebiliriz diyorum.

Sözümüzün özü olarak yazımızı toparlamak istersek, dengeli ve dengesizlerin oluşturduğu, açlarla tokların yarıştığı zevkten, merhametten yoksun bir sezon yaşadığımızı söyleyebilirim. Kimilerinin inat uğruna, kimilerinin diyet uğruna, kimilerinin de günü kurtarma uğruna, neleri, nereleri yok ettiklerinin farkında olmadan yürüdükleri bu yolda Allah Elazığsporumuz’un yardımcısı olsun diyorum.

Yazarın Diğer Yazıları