Mehmet DUMAN

ŞİDDET

Mehmet DUMAN

Sporun barış ve kardeşlik olduğu her ne kadar dillerimizden dökülse de, kalben ve fiziksel buna ne kadar uyuyoruz belli değil. Sporun bir sanat dalı olduğunu, sporun sergilenen bir tiyatro oyunundan farklı olmadığını da söyleyen bizleriz. Uygulama sırasında tökezleyende bizleriz. Hafta boyunca iş stresi, mevsim şartlarının insan bünyesinde yarattığı değişimler, geçim şartları, aile içerisinde ki sıkıntılar, bizleri rahatlamak ve stresi üzerimizden atmak için spor salonlarına ya da futbol sahalarına çekse de, gittiğimiz maçlarda agresif bir yapıya bürünmemiz, içimizde biriktirdiğimiz sıkıntı ve stresi farklı yollarla boşaltmaya çalışmamız işlerin hiç de düşündüğümüz ya da kurguladığımız bir şekilde yürümediğinin göstergesi olmuştur her daim.

İş ortamına canı sıkılır, evde eşine ve çocuklarına canı sıkılır, ekonomik yaşantısına canı sıkılır, koşarak gittiği maçlarda tüm bunların suçlusu oraya gelenler ya da rakip, sen ben fark etmez gibi herkesin üzerine boşaltır. Küfürler hava da uçuşur, çevresinden utanmadan, sıkılmadan. İkaz edersin, bayan var, çocuklar var dersin dinlemez seni. Maç için bilet almamıştır, sadece küfür etmek, birilerini kırmak için para vermiştir. Yanlışlık yapar ya da ses tonun biraz yüksek çıkarsa aldın başına belayı, bırakmaz peşini, küfürler, sataşmalar, tekmeler sana döner. İçeriye girişlerde arama olmasa bir hiç uğruna belki de belinde taşıyacağı silahı hiç düşünmeden üzerine boşaltır. Günümüzde seyirci sayısının düşme nedeni siz zannetmeyin ki sadece passolig kartıdır.

Maç bilet fiyatlarının sudan ucuz olduğu bir ortamda, cebinde sigarası bitince markete kaşan, günde en az bir paket içen bir seyircinin sıkıntısı ne kadar maç biletinin fiyatı olabilir ki. Şöyle bir tespit yaptım, katılıp katılmama sizin kararınızdır. Kırk yıllık arkadaşlıkların bittiği, bir hiç uğruna kişilerin kırılıp döküldüğü, kardeşin kardeşe küstürüldüğü, düşmanlaştığı ortamlar ya maçlar ya da kahvehaneler olmuştur. Kendimizi kaybettiğimiz, gözlerimize perdelerin indiği, kimseyi tanımadığımız bu yerlerin kardeşlik, barış ve sevgi ortamı olduğunu haydi şimdi söyleyin bakalım. Bakın beyler zarar veriyoruz. Kime mi? kendimize, geleceğimize, çocuklarımıza, kardeşliğimize, sevgimize, taraftarlığımıza, bakış açımıza, düşüncemize, beraberliğimize, aklımıza zarar veriyoruz.

Mehmetçiklerimiz yarınlarımız, vatanımız için şehit olmaya koşarak giderken bizlerin bir hiç uğruna kendimize zarar veriyor olmamız ne kadar akla yatkın, varın kararı siz verin. Sözümüzün özü, sporda şiddet yasası diyoruz, sporun kardeşliğimizi güçlendiren en önemli bağlardan birisi olduğunu söylüyoruz da maç öncesi ve sonrası yaşananlar, palalı, silahlı, sopalı, döner bıçaklı saldırmaları nasıl görmüyoruz anlamış değilim.

Maçlarda taraftarlardan sonra saha içerisinde sporcuların da o güzelim arenayı boks ringlerine çevirmeleri, kaşların, gözlerin patlatılması, kafaların kırılması nereye doğru gittiğimiz yolunda yön belirleyici gibi görünse de gittiğimiz yolun iyi bir yol olmadığını söyleyebilirim.

Değer mi? varın siz söyleyin.

 

Yazarın Diğer Yazıları