Mehmet DUMAN

ŞEHRİN KADERİ

Mehmet DUMAN

Adını ister rahatlık isterseniz maddiyat koyun. Tetiş Yapı Elazığspor’daki düşüşün adı ikiside olabilir. Aslında Samsunspor maçını bir kenarda tutabilirsek Gazişehir Gaziantep maçının neticesine böyle bitmemeliydi diyebiliriz. Maça baktığımızda penaltıyı kaçırmış bir Elazığspor için, mağlup duruma düşmesine rağmen beraberlik golünün ardından rakip kalede yakaladığı pozisyonları gole çeviremeyen, maçın uzatma dakikalarında hata zinciri ile gelen golle mağlup olan takım açıklamasını da yapabiliriz.

Futbol böyle bir oyun, güçsüzün güçlüyü yendiği tek spor dalı olarak hep karşımıza çıkmıştır. Doksan dakika tek kale oynarsın, rakip takım kendi sahasından çıkamaz, belki de duran bir topla karşı kaleye gitme fırsatı yakalamıştır, kalecisi bile kalesini terk eder gelip gol atar. Buna en güzel örnek, geçtiğimiz hafta oynanan ve ligden düşmesi kesinleşmiş Gaziantep spor’un Samsunspor’u mağlup etmesini gösterebiliriz. Futbol bu, kendi sahanda mağlup olursun bir sonraki hafta dış sahada galip gelirsin, İstikrarı biraz yakalayıp maç başı puan ortalamanı da iki puana yakın tutarsan şampiyon olursun.

Futbolu biz bunun için seviyoruz, diyoruz da futboldan başka hiçbir spor dalında bu kadar kavganın, gürültünün, kalp kırmaların, düşman olmaların yaşandığını görmüyoruz. Sevdamız Elazığspor diyoruz, da aynı çatı altındaki sevdalıların yaptıklarını bir türlü çözemiyoruz. Aynı masada toplanan, sohbet eden, aynı parti siyasetinde bulunan, ailece görüşen, kırk yıl hatırı olan kahveleri birlikte yudumlayan kişilerin Elazığ spor haricindeki amaçları ne onu bulamıyoruz.

Hani hep diyoruz ya Elazığ, mert, vatansever, kimseyi satmaz, kalp kırmaz, sözü senettir, babayiğitlerin şehridir diye. Kimse kusura bakmasın bu saatten sonra bu benzetmeler tarih olmak üzeredir diyorum. Elazığ da hainlik almış başını gidiyor, kimsenin kimseye güveni kalmamış, birileri Elazığ spor için kılını kıpırdatıp bir şeyler yapmaya kalkışsa destek yerine horozlanmayı seçer duruma gelmişiz, köstek olurken kıracağımız kalplerin hesabını unutmuşuz. Borç yüzünden kümeye düşen, puanları silinen, dağılan yok olan takımları görüyoruz. Bunu yakından yaşayan takımlardan biriside hiç kuşkusuz Elazığspor’dur.

Samsunspor, Manisaspor, Gaziantep, Şanlıurfa, Mersin İdman Yurdu, Eskişehirspor, Ankaragücü ve isimlerini sayamadığım birçok takım bu eziyeti en az bizim kadar yaşamaya devam etmiyorlar mı?

Hangisi kırarak dökerek bu işi bitirdi. Hangisi çözümü dedikoduyla çözdü. Bakın Elazığ spor iki yılda dünya kadar borç ödedi, gövdesini enkazın altına koyanlar oldu, hatalar oldu, kızmalar, gücenmeler oldu, sahipsiz kalan önceki yönetimler oldu. Tek amaçları Elazığ spora hizmet olan bu insanlara niye sekte vurmaya kalkıyoruz belli değil. Adı ne olursa olsun ben Elazığspor’u tanır Elazığspor’u bilirim. Her zaman da şunu söylerim, kim bu takıma ya da kim bu şehre bir çivi çakar bir adım ileriye taşırsa Allah ondan razı olsun.

Elazığ’ın sanayisi gelişmemiş, Elazığ’ın lobisi yok, Elazığ reklam bulamıyor, Elazığ sahipsiz. Elazığ’da kazananlar başka takımların sırt reklamlarına para harcarken stadın ya da tesislerin elektriklerine göz dikmeleri tamamen bu şehrin sahipsizliğidir. Hani Elazığ için çalışıyoruz diyorlar ya, bir cümleyle sormak istiyorum. Yaklaşık on yıldır çözemediğiniz, söz alıp da yaptıramadığınız stadyum işini, Erzincan’a stadyum gündemde olmasaydı hangi gücünüzle çözerdiniz merak ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları