Bulunduğumuz ligde dört maçlık süreci geride bırakırken bazı gerçeklerin su üstüne çıkması bol ve geniş düşünen birkaç takımın gerçekleri görmesine yardımcı olurken, özellikle Ümraniye ve İstanbulspor’un uykularından erken uyanmaları ligin şekillenme ve yeniden başlaması adına da önemli bir faktör oldu.
Dördüncü haftaya baktığımızda gözümüze takılan gerçeklerden bir diğerinin de, bir önceki haftanın en başarılı takımları olan Hatayspor, Afyonspor ve Altay takımlarının kendi sahalarında puan ve puanlar kaybetmeleri olurken, dört maçı deplasman takımlarının kazandığı, iki maçın beraberlikle sonuçlandığı haftada, üç maçın da ev sahibi takım tarafından kazanıldığını görmekteyiz. Altınordu takımının ilk üç puanına Denizlisspor karşısında kavuşması Altınordu takımının lige ortak olması adına önem arz ederken, U21 takımı ile maçlara çıkan Eskişehirspor haftanın en başarılı takımı oldu diyebilirim. Başarılı futbolunun yanında Karabükspor’u yenerek hanesindeki rakamı dört puan yapan Eskişehir spor ve taraftarını tebrik etmek her sporseverin gönlünde geçen duygu olsa gerek.
Haftanın göze batan gelişmelerine bu şekilde dokunuş yaptıktan sonra ligin zirvesine bakacak olursak, Gençlerbirligi’nin vakit kaybetmeden bu ligi misafir olarak görüp geldiği yere tekrar dönme arzusu, ilk dört maçın kayıpsız geçmesine sebep olurken, Boluspor’un da yine dört maçı kayıpsız geçmesi ligin zirvesine kendisini ortak eden faktörlerden birisi oldu. Nakarat misali geçtiğimiz sezonlarda oynadığı düşme kalkma rolünü tekrar bizlere hatırlatan Giresun spor ise, üç haftalık çıkışına bu hafta nokta koyarken elindeki ipi nereye bağlayacağına kendisi karar verecek gibi görünüyor. Lige flaş transferler ve hocalarla başlayan Adana Demirspor ise, elde ettiği iki galibiyet, bir beraberlik ve bir mağlubiyet ile hanesine yazdırmış olduğu toplam yedi puanla zirveye ortak olma yarışına devam etme uğraşı verirken, ben kendi adıma bu takımın çok da başarılı olacağına ihtimal vermeyenlerdenim diyebilirim. Dördüncü hafta sonunda ligin dibine baktığımızda ise, açık ve net olarak söylemek gerekirse, bu sezonun en kalitesiz ve güçsüz takımlarının sıralandığı bir kümenin olduğunu görmekteyiz.
Özellikle kendi açımızdan olaya baktığımızda, her zaman söylediğimiz gibi işaret diliyle bu işlerin olamayacağını, Elazığspor kongre üyeliğinin hiçbir anlam ifade etmediği ve bu işleyişte horozlanıp ahkâm kesmenin de çeneye vurmuşluktan başka hiçbir işe yaramadığını görmüş olduk. Verilen sözler dilde kemiği yok misali palavra olup uçarken, yönetim kurulunun elini kolunu bağlayan diyet borçlarının Elazığ spor üzerinden bu şekilde ödenmeye çalışılması büyük Elazığ spor camiasının yok olmasına sebebiyet veren zararların en başında yer alanıdır. Bu diyetin sorumlusu Elazığspor olmamalı derken, inat etmek ve hırçınlaşmakla tüm yolların bir, bir kapanacağı, gün gibi aşikâr gerçeğin ta kendisi olmaktadır.
Elaziz Belediyespor’a baktığımızda ise yeni sezonun onlar için hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah gönüllerindeki hedefe bu yıl kavuşurlar temennisinde bulunuyorum. İlk maçın bir kaza olduğunu düşünerek kendilerini toparlayacaklarına olan inancım onların yanında olmaya devam ederken, bulundukları lige ağırlıklarını koyacak Elaziz Belediyespor’u sabırsızlıkla bekleyeceğiz diyorum. Bir sonraki haftanın ligimize ve takımlarımıza neler katacağını hep beraber Milli maçlardan sonraya ertelerken, Allah’a emanet olun diyorum.
