Mehmet DUMAN

KUYUNUN DİBİ

Mehmet DUMAN

Gençlik merkezi sahasının seyircili hale getirilmesine hayırlı olsun diyerek mutluluğumuzu paylaşıyoruz. Ne garip bir duygu, ne acı bir gerçek. Elimizdekini al götür, yüzüne bakmadığına, standartlara uygun değil diyerek elinin tersiyle ittiğine dua et. Biz mi fazla istiyoruz yoksa bize layık görülen mi bu kadar diyebilme lüksümüz bile elimizden alındığına göre onun kararını seçilenler ve atananlar versin diyorum.

Geçenlerde bir vekilimiz şöyle diyordu, stadyum için yılsonunda temel atılacak ve ödenek çıkacak. Teşekkür ediyorum, ağzınıza sağlık vekilim. Çok çalıştınız çok gayret sarf ettiniz. Artık bu şehir yemiyor bunları. Sizden ricam günü kurtarmak için stadyumu kullanmayın artık. Yoldan geçip Malatya ya doğru gidince siz kıyaslayın iki şehrin arasındaki farkı ona göre konuşun bence. Başka bir vekilimiz ise, iki lig takımımızın birleşmesini öne sürüyor, iyi güzelde, futbolun gelişmesi, büyümesi, endüstri bir yapıda olması için takım sayılarının artması gerekmez mi? Madem futbolu bacasız sanayi görüyoruz, sahip çıkıp korumak, kollamak varken niye kapatalım ki. Elazığ kadar bir yer olan Trabzon da kaç tane lig takımı var bir bakın isterseniz demek yeter sanırım. Ayrıca Trabzonspor’un Trabzon ekonomisine kattığı değeri de incelemenizi öneririm sayın vekilim. İkinci perdeyi açacak olursak, ben diyorum ki, bu saatten sonra Elazığ’a stadyum yapılmaz. Stadyumun yeri satılır. Bu benim kendi düşüncem olup, alıntı ya da kopya değildir. Sumenin altında varsa böyle bir düşünce niye olmasın ki. Kocaman bir köy haline gelen Elazığ a, daha önce işe yaramaz diyerek söküp attığınız Doğukent’te tekrar yaparsınız adını butik dediğiniz bir saha yeterde artarda. Türkiye ekonomisi iyi değil, iyi yönetilmiyor. Ödenekler, yatırımlar durmuş durumda. Tırnak makası, törpü, oje, tarak temel alınarak çıkan enflasyon oranına kimse inanmıyor artık. Vatandaş cebindeki parayla eve nasıl giderim onun hesabını yapıp bu şartlarda yaşam mücadelesini nasıl kazanırım onun savaşını veriyor. Onun için bu stat yapılmaz, temel atılır, sonu gelmez, para olmaz yarım kalır benden söylemesi.

Ben şunu da düşünebilirim, bu bir öneri ya da içimden geçen düşüncemin yansıması da olabilir. Elinizi vurmuşken satın stadyumun yerini. İyi bir pazarlıkla iyi bir fiyata verin orasını, şehrin batısında ister Üniversite arsası, isterse hazine arazisi olsun vurun kazmayı satarak aldığınız parayla yapın bir stat. Sizde kurtulursunuz bu yükten olur biter. Ne kaybedersiniz, böyle beklemek ya da devlete yük olmak daha mı iyi. Tabii bu iş kapasite işi, iş bitirme işi. Onun orasını bilmem. Haftanın dikkatimi çeken sözlerinden biriside şu oldu. Yanlış hatırlamıyorsam vekilimizden birisi üç tane standartlara uygun saha yapacağız demiş. Birini görmedik ki, ikiyi, üçü görelim. Elazığ futbolu şimdiye kadar standartlara uygun olmayan sahalarda mücadele ediyormuş dememek elde değil. Bazı eksiklikleri biliyorduk ama işin resmi yönünün daha vahim olduğunu bilmiyormuşuz demek ki. Gençlik merkezindeki sahaya ait takımların soyunma odalarının çok dar oluşu, duş sayılarının yok denecek kadar olmayışı, basın tribünü, protokol vs. olmadığını zaten biliyorduk ta iş çıkmaza girince beylere tırmanmak için bu denli basamak olacağını beklemiyorduk doğrusu. Elazığspor’u unuttuk, belediyespor’u kaybetme noktasına geldik. İşin aslına bakarsanız kimse ne yaptığını, ne söyleyeceğini bilmiyor da ondan. Çıkar yol yok, yol gösteren yok, tutup kaldıran yok. Ağızlar kilitlenmiş sanki. Bir rüya âleminde, bir hayal dünyasında ya da uyanmak istemediğimiz bir kış uykusu gibi. Gerçekleri duymak, görmek, bilmek istemiyoruz. Düştüğümüz bu duruma inanamıyoruz çünkü. Sahiden burası neresi, niye buradayız gibi düşüncelerle biz halen kendimize gelemedik.

Korkum ne biliyor musunuz, biz bu gerçeğe inanmadığımız için bu rüya bizi daha kötü çukurlara fırlatıp atacak ya işte ben ondan korkuyorum. Kendimize gelemeden, kuyunun en dibine düşeceğiz de ben ondan korkuyorum. Sesimizi kimse duymayacak ondan korkuyorum. Esen kalın.

Yazarın Diğer Yazıları