Elazığsporumuz’un olağanüstü genel kurulunda göreve seçilen İrfan Yumakgil başkanlığındaki yönetim kurulunu tebrik eder, Elazığspor adına hep birlikte işimiz çok zor olsa da başarılı bir sezon geçirmemizi temenni ederek yazıma başlamak istiyorum.
Kongre öncesi iki tane listenin olduğunu biliyorduk. Diğer listede şahsıma önerilen mali işlerden sorumlu ikinci başkanlık görevi için Necati Erdem’e teşekkür etmek istiyorum. Elazığ spor kongre üyelerinin tasarrufu dışına çıkılarak yapılan seçimlerde kim kazanırsa kazansın bize düşen temenni hiç kuşkusuz başarılar dilemek, onların her daim yanlarında olmaktır. Elazığ sporumuzun işi bu sezon çok zor demiştik. Böyle bir takıma futbolcu bulmak ne kadar zor olsa da, Futbol ve futbolcu pazarının da çok yükseklerden uçuyor olması ve transfer süzgecimizin tıkalı olması işimizi çok daha zora sokuyor diyebilirim. Ayrıca elimizde geçen sezondan futbolcu kalmaması da bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sona kalan dona kalır misali şu ana kadar alt yapıdan tamamlamanın haricinde Elazığ sporun bu hafta başlayacak maçlar için sahaya çıkması bile mucize olur diyorum. İşaretle, sıvazlamakla, yanınızdayız demekle bu işlerin olmadığı bir kez daha karşımıza çıkarken, anlaşıldığı ve isimleri genel kurulda açıklanacak transferlerin olduğu söylemlerinin de kocaman bir uçan balondan başka bir şey olmadığı ortaya çıkmış oldu. Yukarıda sözünü ettiğim kongre üyelerinin tasarrufu dışındaki seçim sözlerimi biraz açmak istesem şunları rahatlıkla söyleyebilirim. Kongre öncesi söz alan eski başkan Sedat Karataş kendi desteklediği üç günlük yönetim kuruluna serzenişte bulunurken bu dönemde kulübe yüz atmış civarında üye yapıldığını ve bugün bu üyelerin hiç birinin salonda olmadığını belirtmesi Elazığ sporda ki genel kurulların Ali Cengiz oyunu olduğuna delil eden bir işaret olmuş oldu. Daha sonra göreve getirilen Murat Yümlü yönetiminin de bu konuda geri kalmadığı gözlerden ve listelerden belli olurken, Yümlü’nün açık ve net biçimde divan kurulunun da hatası ile kendi yaptığı üyelerin oy haklarına ipotek korcasına işaret göstermesi işin etik tarafına aykırı olan bir davranış oldu benim için.
Divan kurulu seçimlerine bakıp her ne kadar tecrübe diye nitelendirilmiş gibi görünse de divan başkanının genel kurulu yönetmekte bu kez sınıfa kaldığını söyleyebilirim. Öncelikle yönetim kurulu faaliyet raporunun olmadığını ve okunmadığını bunun yerine gelir gider cetvelinin okunduğunu, yönetim kurulu faaliyet raporunun ise kendileri bile farkında olmadan Murat Yümlü ve kulübün muhasebecisi tarafından sözlü olarak okunduğunu söyleyebilirim. Ayrıca on üç günlük gelir gider hesaplarında beş yüz bin lira gibi bir kârın olduğu kulüp avukatı tarafından üstüne basa, basa söylenirken bu paranın nerede olduğu sorusu da kimsenin aklına gelmedi. Böyle bir kâr var ise Elazığ sporun borcunda neden hiçbir eksilme olmadığı da bir başka soru olmalıydı bence. Bir de sormak istediğim divan kurulu acaba ibra olayında, yani okunmayan ve belgesi bile olmayan faaliyet raporu yerine gelir gider hesaplarını mı faaliyet raporu olarak ibra ettirdi belli değil.
Ayrıca yine divan kurulunun oylama yapılırken hazirun cetvelindeki genel kurula katılanları atmış oldukları imzayı gözetmeden oylamaya çağırmaları tecrübenin nerede olduğunu ve üyelerin oy kullanma biçimini etüt edemediklerini eline zarfı ve listeyi alanın sandığa koştuğunu gözlerden kaçırdıklarını söyleyebilirim. Kısaca bir üye bile bu genel kurul toplantısına itiraz edecek olsa eminim bu toplantı iptal olur. Elazığspor genel kurulları böylesine basit görülmemeli, ağırlığına göre değerlendirilmelidir diyorum. Sözlerimin özü olarak, son yıllarda yaşadığımız işaretlerle göreve talip olmalar İnşallah bundan sonra son olur, Elazığ spor üyeliğinin bir saygınlığı olur, bu saygınlıkla çıkacak sonuca herkes razı olur.
İrfan başkanın ve yönetim kurulunun kucaklarına bırakılan ateşi Elazığ olarak söndürmek hepimizin asli görevi gibi görülür, sen ben kavgasından çıkıp Elazığ’ın tek bacasız sanayisi için birlikte mücadele ederiz diyerek saygılar sunarım.
