Mehmet DUMAN

KIYAMET Mİ KOPAR

Mehmet DUMAN

Geçen haftaki yazımızda Giresun spor maçından gelen bir puanın anlam kazanabilmesi için Rize spor karşısında alınacak üç puanın başımıza taç olacağını yazmış AKSA denilen açlık travması geçiren şirketin Ali-Cengiz oyunu ile moralimizi bozamaya çalışacağını hiç hesaba katmamıştım. Önceki hafta yaşadığımız Yönetim kurulunu yeme çalışmaları ve daha sonrasında gelen sigortamızı attırma çabaları inanın Elazığ sporumuzun başarı grafiğinin yükselmesi ile stadın dışına atılmış oldu. Yıllardan beri yazar dururum, Elazığ da ekmek yiyen köklü firmalar neden Elazığ sporu sevmezler diye. İnanın şimdiye kadar cüzi miktarlarla Elazığ spora yapılan katkıları biz gözümüzde çok büyütmüşüz. Aksa denilen kılçığa bakıyorsunuz, kayıp kaçak bedellerini vur Elazığ’ın sırtına, bir kalemlik tahakkuk fişine on kalem giydirme ekle, çık Elazığ sporun haricindeki takımlara reklam ver ondan sonrada kalk Elazığ’ın boğazına batmaya çalış. Haklısınız, nasıl olsa biz Elâzığ’ız, vergimizi vermekten kaçmayız, borcumuzu babayiğidin kamçısı biliriz, Vatan bizim için kutsaldır deyip, başka yerlerden alamadığınız alacaklarınızı da biz öderiz. Şimdi sıra bizde diyerek Elazığ spordan olan alacağınızı da buna saysanız kıyamet mi kopar. Rize spor maçına tekrar dönecek olursak, Elazığ spor ile ligin flaş ve kendini burada misafir olarak gören takımı Rize spor maçın ilk yarısında adeta terazideki dengeyi bozmama adına çaba gösterdiler diyebilirim. İki takımda kontrolü elden bırakmamak için gerekli önlemleri almış, futbolun kalite kontrol aşamasından çıkmamaya çalıştılar. Maçın ilk yarısı temkinli ve titrek bir şekilde geçerken ikinci yarının son yirmi dakikalık diliminde Elazığ sporun sazı eline alacağını aşağı yukarı tahmin edebiliyorduk. Çünkü bunu oynadığımız diğer maçlar da daha önce yaşamıştık. Nitekim rakibin gardının düşmeye meyil göstermesi ile beklediğimiz zaman gelmiş, dakikalar yetmişi devirdiğinde maça ağırlığımızı koymamız ile dinamiklerimizi harekete geçirmeye başlamış olduk. Kazandığımız penaltı ile ilk gölümüze kavuşurken, bu pozisyonda rakip futbolcunun yerde yaptığı ikinci hareketi görmeyen Rize sporun hocası Hikmet bey, kendi kazandıkları penaltıda futbolcusunun kendini yere atmasını hangi gözlükle izledi sormak lazım. Kısacası, haksız yere gelen bir kazanç er geç çıkar dedikleri bu olsa gerek, çalışılmış köşe vuruşundan gelen golümüz ile hızlı top yapma silahımızı kullanarak bulduğumuz üçüncü gol bizi üst sıralarda tutmaya devam ederken, bu ligin üstünde kendini görenlere de iyi bir ders oldu diyorum. Şimdi sırada liglere milli maç dolayısı ile verilecek bir haftalık aranın ardından Ümraniye maçı için İstanbul deplasmanı var. Daha önce dediğimiz gibi zorlu dört haftalık maç trafiğinin ilk iki maçını geride bıraktık anlımızın akıyla. Yolumuzun ve rotamızın hangi şeritte gitmesi konusunda Ümraniye spor maçından alınacak puan ve puanlar ile daha sonrasında evimizde oynayacağımız Samsun spor maçı, bu yolu en güzel şekilde tamamlama adına hiç kuşkusuz bize kılavuzluk edecek dönüm maçlarımız olacaktır. İnanıyorum ki bundan sonrası için masa başı oyunlarının haricinde hiçbir güç Elazığ sporu yıkamayacak ve bu yolda yok edemeyecektir. Yazımızın özü olarak, kendine olan güveni arttıkça ligde ağırlığını hissettiren, içeri dışarı fark etmeksizin bu işin adını, başarılı olmak ve oynadığı futboldan zevk almak olarak koyan Mehmet hocama, futbolcu kardeşlerime teşekkür ediyorum. Ayrıca bu işte emeği geçen aşçısından, temizlikçisine kısaca görev aşkı Elazığ spor olan herkese kucak dolusu sevgi ve selamlarımı sunuyorum. Bu yol engelli, bu yol dikenli, bu yol balçık, bu yol lobi olsa da bizde bu inanç varken biz çok şeyleri başarırız diyorum.

Yazarın Diğer Yazıları