Üstteki resme bakıp da sakın bunun bir mülteci kaçma kaçırılma treni olduğunu düşünmeyin yanılırsınız. Elazığ-Adana seferini her gün düzenli olarak yapan Fırat ekspresi bu trenin adı. Karşılıklı olarak günde ara şehirleri de sayarsak iki üç bin dolayında yolcu taşınmaktadır bu trenlerde. Üstteki resim size bu insanların nasıl taşındığının küçük bir kare çekimidir sadece. Fırat ekspresi, karşılıklı olarak yıllardır son duraklara bakıldığında Adana-Elazığ arasında çalışan yolcu treni olmasına ve tam kapasite olarak çalışmasına rağmen, insanların çıkış kapılarında, koridorlarda, tuvalet önlerinde ayakta seyahat ettiği bir durumda ne yazık ki yaşamasına devam ediyor. Her seferinde yaklaşık birkaç saat klimaların bozulduğu, yer verme kavgalarının sıkça yaşandığı, sağlık sorunlarının hat safhada olduğu bu trenlerde ne bir güvenlik görevlisi ne de bir sağlık görevlisi bulunmamaktadır. Mültecilerin kaçak yollarla Ülkeler arasında sıkboğaz üst, üste, karga tulumba misali nasıl kaçtıklarını ya da kaçırıldıklarını izleyip görüyoruz ya da duyuyoruz. İşte bizim Fırat ekspresinin hali. Biletli sayının çok üstünde yaklaşık üç katı insan sayısı, oturacak yer bulamama, yüzyıllar önce yapılmış yollar ve kara tren. Yetkililer şikâyetçi, yolcu şikâyetçi. Havasızlıktan, kalabalıktan boğulma, nefes alamama riski taşıyan hasta, ihtiyar ve çocuk isyanlarına çalışanların söylediği tek cümle, binmeseydiniz olunca bize düşen söz de Kara tren gelmez ola, düdüğünü çalmaz ola