Mehmet DUMAN

HUZUR

Mehmet DUMAN

Kendimize göre yaptığımız doğruları sahiplendiğimiz kadar keşke yapılan yanlışlıkları da sahiplenebilsek. İşimize gelmediği için sus pus kalmak yapılan yanlışlığı sahiplenmekten daha mantıklı diye düşünürüz her daim. Hâlbuki hataların ve yanlışlığın farkına varıp kabul etmenin bir erdemlik olduğunu bilerek sorunun çözümü noktasında gayret göstersek kazanan olacağız ama zaman günü kurtarma olduğu için ben nerede hata yaptım diyemiyoruz bir türlü. Yıllardır stadyumu dilimize doladık. Her yıl, her seçim yeniden yıktık yeniden yaptık, bitiremedik bir türlü. Yenilerini artırmak yerine yaptıklarımızı yıkmakta üzerimize yoktur sanırım. Yeniden bir seçim daha geldi, başka bir şehrin belediye başkanına soruluyor bende dinliyorum. Soru: En büyük projeniz ne? Cevap: Huzur. Soru: Neden huzur? Cevap: Huzuru olmayan bir topluma ne yaparsanız yapın mutlu edemezsiniz, huzur olmadıktan sonra hiçbir şey olmaz. Elazığ huzursuz, Elazığ sıkıldı, Elazığlı yanlış, yersiz, yalan vaatlerden bunaldı. Ben üzerime düşen hakkım varsa helal etmiyorum diyebilirim rahatça. Allah’tan başka kimseye hesabım yok çok şükür. Ey vicdansız adamlar, şu stadyum için hiç mi geride kalan takımları düşünmediniz. Hiç mi bir B planı oluşturmadınız. Stadyumun yerinde yapılması kararını Elazığspor ve diğer takımlarımız için kurtuluş olarak ortaya sunarken hiç mi aklınıza, ya olmazsa ya da ters giderse gelmedi. Bakın yaptığınız proje bile yerinde yapılacakmış gibi hazırlandı. Şimdi gördünüz mü yediğiniz haltı.

Sayenizde Elazığspor ligden düşüyor, Elaziz Belediyespor istediği hedeften uzaklaştı, bal liginde takımımız yok. Neden mi? Stadyum tamamen yıkıldı, sizin planlarınızda suya düştü. Şimdi alternatif sahamız bile yok. Özel idarenin sahası var, saklanıyor. Geçlik merkezi sahası var, günü kurtarma hesabı ile yanlış proje, yanlış çizim sonuç ortada. Futbol takımlarının rahatça soyunabileceği odaları yok. Tribünün yeri yanlış dedik duymadınız, protokol tribünü yok dedik umursamadınız, çevresini hazırlayın dedik yapmadınız. Üniversitenin sahası büyüklüğü ve çevresi ile en güzel yer olması gerekirken kırk yıl önce burası neyse şimdi de aynı, sadece zemini çim olmuş. Doğu kent sahasını geliştirip alternatif stadyum yapmamız gerekirken uçup gitmesine seyirci kaldınız, kime peşkeş çekildi belli değil. Seçim vaatleri, projeler, açıklamalar aldı başını gidiyor. Soru belli, Elazığ a için ne yapacaksınız, Elazığ a ne kazandıracaksınız? Yüz yıldır bir çivi çakılmayan Harput a bu sefer iki çivi birden çakılacakmış. Kadın üretici pazarları gelecekmiş, Mersin kadın üretici pazarlarını bileniniz vardır, geçtiğimiz yaz, proje dalında dünya birincilik ödülü aldılar. Diğer konular hep aynı nakarat. Cip mesire alanı, Hazar gölü, Gazi caddesi. Uluslar arası hiçbir şey yok. Benim şehrime uluslar arası bir maraton niye yakışmasın, benim şehrime uluslar arası bir kış festivali niye bulaşmasın, benim şehrimde uluslar arası su sporları niye uğramasın demek çok mu zor. Otuz kırk yıl sonrasını niye düşünmüyoruz ki, Metro için ne hazırlığımız var, şehrin geleceğini, şehrin önünü açmak için beton ve çok katlı binalardan başka ne ortada. Kapalı halk pazarları oluşturacak bir boş alan bırakılmadı bu şehirde. Bu şehrin trafik sorununu çözmek, sokaklarını caddelerini düzeltmek proje değil midir sizce. Toplu taşımaya alternatifi yok, otobüs ya da minibüs var mı ötesinde bir planınız. Bu şehrin her bir sorununu yeni bir projenin kapısı değil midir sizce? Kısaca yukarıda dediğim gibi bu şehrin en büyük sorunu ve projesi huzurdur, mutluluktur. Elazığ mutlu şehirler sıralamasında alt sıralardaki yerini korurken, siz şehrin ortasından hava limanına kadar bu insanları yürüyen merdivenle taşısanız mutluluk veremezsiniz, huzuru getiremezsiniz. Şehirde kimsenin yüzü gülmüyor, herkes beklenti, menfaat ve dedikodu peşinde.

Şehrin yarası büyürken tedavi yerine tuz basılıyor farkında değiliz. Allah’a emanet olunuz.

Yazarın Diğer Yazıları