Olmaz dediğimiz zaman, hocayı değiştirirken sana mı soracağız diyerek bize cephe alan bazı kendini bilmezlere, zaman bizi haklı çıkardı demekten ziyade görünen köy kılavuz istemez diyorum.
Düşünüyorum da ligin ilk çeyrek dilimindeki Elazığspor’a ne oldu da ufacık olan bir yara böylesine açıldı kapanmaz bir hale geldi. Hoca değişikliği çok mu elzem bir çözümdü de heyecanını yitirmiş, kendine tatil vermiş bir hocayı hemen kapıp getirdiniz. Muammer hocaya bu kadar tahammül etseydiniz ligdeki sıralamamız bundan daha kötü olabilir miydi acaba diyorum.
Bakın beyler dilde kemik yok, konuşmak, bülbül gibi şakımak günü kurtarmaya belki süs olabilir ama işin temeline baktığımızda görünen gerçek, bu takımın çöküşünün halen devam etmesidir. Ekonomik sıkıntılara çözüm bulmak amacı ile verilen bu kadar emek ve uğraşla paralel gitmediğidir.
Asıl sıkıntı nedir biliyor musunuz, hani sezona başlarken ya da transfer sezonu yaklaşırken veya ligin ortasında takımda oluşan sıkıntılar gündeme taşınırken bilip bilmeden yaptığımız konuşmalardır. Takımın geleceği, takımın ihtiyaç duyduğu transferler için söylenen en yalan ve yanıltıcı cümlelerimizin, görüştüğümüz ve anlaştığımız futbolcular var, hocamızdan rapor aldık şimdiden transfere başladık, isimleri imzalar atıldıktan sonra açıklayacağız denilen bahanelerden oluşmasıdır. Bunun üzerine futbolun içerisinden gelmeyen, hiçbir kademesinde bulunmayan, belki de hayatında amatör bir maç bile izlememiş kişilerin iş bilen adı altında lanse edilip görevlendirilmesi, yapılması düşünülen transferlerin bu gibi şahısların ellerine ve dillerine bırakılması da ayrı bir problemdir diyorum.
Takımlara baktığımızda eksik gördükleri mevkiler için transfer yapan takımlar uyum sorunu yaşamadan mücadelelerine kaldıkları yerden devam ediyorlar. Biz kendi takımımızı irdelediğimizde ise, bu saatten sonra eksiğimiz olan en az dört ya da beş futbolcunun alınması halinde bu takıma katkıları ve uyumları hangi yüzdelik diliminde olur bilemiyorum. Bunun yanına transfer yapılmadan transferine onay verilip gönderilen futbolcuların verdiği eksi bakiyemizin artıya nasıl dönüşeceğini de düşünmemiz gerekir diyorum. Bu anlamda şunu açıkça sormak isterim ki, Berk’in transferine izin verilirken, takas ta kullanacağınız ve yerine gelecek futbolcunun ismine kadar lanse ettiğiniz halde şeffaflık ilkesi doğrultusunda bu transferin nasıl ne şekilde bittiğini spor kamuoyuna ne zaman açıklayacaksınız bekliyoruz diyorum.
Yaklaşık bir aydır, hazırlık çalışmaları, hazırlık maçları, Elazığ spor Antalya da kaybetmiyor nidaları nihayet yerini gerçeğe bırakırken, Elazığ sporun bir ay boyunca hem oyun hem kalite hem de gelişmişlik olarak üzerine hiçbir şey koyamadığını görmüş olduk. İlk ikiyi zorlayacağız serzenişlerinin ilk altı hesabına büründüğü bile açıklarken, Sayın Kalpar’ın çekingenliği ses tellerindeki titreyişten kendini belli ediyordu. Hani yukarıda demiştik ya, dilde kemik yoktur diye, bence artık gerçeğe ve öze dönme vakti gelmiştir diyorum. Çünkü Elazığ spor Hüseyin Kalpar ile kan kaybetmeye devam ediyor. Bu saatten sonra beklemek çözüm değildir, zaman su gibi akıp gitmektedir. Çözüm noktasında tıkanmak sorunu çözmeyecektir diyorum.
Sizin kendi düşüncelerinize göre bu hafta sonu oynayacağımız Eskişehirspor maçını geçelim belki her şey dönebilir diye bekleyebilirsiniz ama benden söylemesi, böyle gitmez.
