Elazığspor sezonu kapattı, bence Elazığspor, Samsunspor ve Gazişehir maçlarından sonra sezonu kapatmıştı zaten. Bu sezon başarılı bir sürecin devamında hedefler süper lig olarak gösterildiğinde aniden gelişen hoca değişikliği gösterdi ki bu takımın sorunu, yarını görmeden, düşünmeden yaşananlara günü kurtarma gözüyle bakılması ve şahısların takımın önünde tutulmasıdır.
Sağlam hesaplar üzerine yapılmayan plan ve projelerin icraata gelişi güzel dökülmesi ancak günü kurtarma olarak görüldüğü gibi bu yapı çürük bir yapıdan öteye gitmeyecektir kuşkusuz.
Açık ve net söylemek gerekirse, bir sezon önce bu takım için üç takviye ile süper lige rahat çıkar savunmamız bu sezon yapboz tahtasına çevrilen düşüncelerle bozulup, transferde yakalanan yüzde on gibi bir başarısızlık nedeniyle tekrar bir takım oluşturulma gayretine dönmüştür. Yeni ve yeniden oluşturulan takımın başına getirilen hocanın, başarılı giden bir sürecin aksine takımdan uzaklaştırılmış olması, düşüncelere hâkim olan Pembe tabloların yerini çıkmaz karanlık yollara itmesine sebep olmuştur diyebilirim.
Kısaca, yönetim kurulunun ekonomik olarak batmış bir takım nasıl kurtulur çalışması kitaplarda konu olacak şekilde ders olmaya devam ederken, takımın profesyonel olarak yönetilmesi konusunda sınıfta kalması da gözlerden kaçmayacak bir gerçek olmuştur.
Hatta bu sezonun sonuna dönecek olursak son haftalarda yaşanan, futbolcuların alacakları için federasyona başvurmaları, alacaklarını işaret diline dökerek taraftarlara iletmeleri, maçlara gönülsüz ve isteksiz çıkmaları ya da çıkmak istememeleri, hocaları ile sürtüşmeleri, bazı hocalara karşı yerini ve kendilerini aşan konuşmaları bu takımın takım olamadığının kısa bir özeti olmuştur.
Bu demek oluyor ki, bir takımda arkadaşlık ve huzur ortamının oluşmamasının yanında ekonominin sağlam temeller üzerinde olmaması da, bu tür patlamaların olmasında kaçınılmaz olacaktır. Maçlar bitmeden futbolcuların kendilerini kurtarma ihtiyaçları, sahada yapılan protestolar, kendi evimizde oynadığımız maçlarda bile kadroda bulunmayan futbolcuların stadyum yerine evlerine gitmeleri bu yapının profesyonel ce yönetilmediğinin ve takım olma ruhunun bitmesinden kaynaklandığının göstergesidir. Bu da demek oluyor ki, Futbolcu öylesine bir hale gelmiştir ki takımın başında bulunanlara güveni kalmamıştır artık.
Şimdi olağan üstü kongre zamanı diyerek tekrar günü kurtarma gibi yanlış bir hesap içerisine girilmiş, elimizde bulunan kadronun birkaç transferle bu ligin şüphesiz en büyük süper lig adayı olmasının önüne geçilmiştir. Futbolcular bu takımda kalmamak için bahaneler üzerine hesaplar yaparken yönetim kurulu bu konuda sessiz kalmayı tercih etmiş benden sonra kim yönetimi alırsa onların sorunu olsun gözüyle olaya bakılmıştır.
Kısaca, kaybedenin her zaman olduğu gibi Elazığ olacağı gerçeğin ta kendisi olurken günü kurtarma hesabı, takım anlamında bir adım yol alamadığımızın işareti olmuştur.
Sözümüzün özünü gündemden hiçbir zaman düşmeyecek birkaç söylemle kapatacak olursak, yeni bir kimlik yeni bir yapılanma, her gelen yönetimin ilk sözleri olacağı gibi maalesef son sözlerden nasibini ve takdirini almadan kapatılıp gitmeye mahkûm olacaktır diyorum. Profesyonel yapıdan uzak bir şekilde yaşamaya çalışan Elazığ sporumuz ise olduğu yerden bir adım öteye gidemeden bu kafayla olduğu yerde kalmaya devam edecektir.
Kördüğüm, altyapısız ve hesapsız.
