Mehmet DUMAN

ARADAN GEÇEN YILLAR

Mehmet DUMAN

70’li yıllardı, rahmetli babam emniyet personeli olduğu için görevli olduğu maçlarda beni de yanına alarak beraberce Elazığspor’u izlemek üzere eski stadyumun yolunu tutardık. Yerim belliydi, Ahmet Aytar Kapalı Spor Salonu’nun yan tarafında bulunan bilet gişesinin damıydı. Daha sonraki yıllarda ise stadyumda görevli çalışanlardan şiddet içeren taş ve tekmelerin acısını göze alarak bazen açık tribünü çevreleyen duvardan tırmanır bezen de karayollarının bulunduğu yerden direklere tırmanarak kaçamak yollarla maç izlemeye çalışırdık.

Futbola karşı o yaşlarda başlayan sevgimiz, dönemin en popüler takımlarından biri olan Elazığ ve ülke futboluna birçok alanda önemli isimler kazandırmış Tayfunspor‘da futbola başlamamıza vesile olurken, lisanslı sporcu olarak futbolun yanı sıra voleybol spor dallarında ilk resmi maçımıza çıkmakta ortaokul birinci sınıfta okurken nasip olmuştu bize. Yaklaşık olarak yirmi yıl futbol oynadıktan sonra Elazığ ve ülke sporuna hizmetimiz antrenörlük, gazetecilik, futbol il disiplin kurulu üyeliği, Elazığ saha komiserleri derneği üyeliği, Amatör futbolcular federasyonu yönetim kurulu üyeliği, Anadolu spor gazetecileri federasyonu merkez yönetim kurulu üyeliği, köşe yazarlığı ve yorumculuğu ile Hedefspor Bayan futbol takımı ile Hankendispor yönetim kurulu üyelikleri ve sayamadığım birçok alanda devam etti.

Yaşanan seçimlerde ismimiz ASKF listesine aday yönetim kurulu listesi ile Elazığspor yönetim kuruluna aday listelerde yer buldu. Son olarak Anadolu spor gazetecileri ve medyası Elazığ temsilciliğine layık görüldük. Madem sevdamız Elazığ devam dedik. Doğruları ve gördüklerimizi yazarken bazen tehditler aldık bazen de dost görünenlerle ters düştük. Yıllar geldi geçti kimseye düşmanlığımız olmadığı gibi kin ve nefret de beslemedik çok şükür. Şehrimize olan sevdamızdan dolayı çok üzüldük, üzüntüleri hep beraber yaşadık birlikte paylaştık. Yıkılmadık, ayakta durmaya çalıştık.

İl dışında olduğumdan dolayı Elazığspor- Sakaryaspor maçını televizyondan izlerken zamanın yıkamadığı yapımı bu defa ne yazık ki yıkılmış ve tükenmiş olarak gördüm. Bir anlamda sanki mecalim kalmamıştı. Üzüntüm bu takımın ligden düşmesine değildi, yiğit düştüğü yerden kalkmasını bilendir diyerek kendimi avutabilir bir kenarda tutabilirdim. Benim üzüntüm gördüğüm manzara ile Elazığ sporumuzun bu hallere düşürülmesine oldu. Projenin uygulama süzgecindeki tanecikleri henüz aşağıya dökülmemiş olacak ki gördüğüm manzara bundan kırk yıl önce Cumhuriyet ilkokulunun bahçesinde oynadığımız mahalle maçlarını aklıma getirdi. Tek fark vardı o günlerle bugünler arasında. Futbol ve futbolcu kalitesi, o dönemde mahalle arasında oynanan futbolun ve futbolcunun kalitesi daha üst seviyelerdeydi. Seyirci olarak okul bahçesini dolduran kişiler ya okulun duvarında ya da duvar dibinde yerde otururlardı maç izlerken, herkes mutluydu herkes huzurluydu, zemin topraktı. Aradan geçen bu kadar yıl ve değişen hiç bir şeyin olmaması, insanların mülteci çadırı gibi bir alanın içerisinde sıkıştırılmış bir halde maç izlemeleri bana Elazığ’a yapılan eziyetin ne boyutta olduğunu gösterdi. Ligden düşen sadece Elazığspor değildi benim için. Bu şehir her alanda ligden düşürülmüş ve cezalandırılmıştı.

Benim yıkılmışlığım kırk beş yılda bir adım yol alamadığımıza oldu. Benim tükenmişliğim, bu takımı halı sahalarda mahalle maçından farkı olmayan bir atmosferin içerisine sokanların Malatya ya gidişlerinde vicdan sorgulaması yapıp yapmadıklarına oldu. Benim gözyaşlarım, el ele vererek yok ettiğimiz Elazığ’ a oldu. Konunun özü, biz gerçekten nerelerdeyiz, nerelerden nerelere geldik, buralarda bile kalabilir miyiz? Kimse kusura bakmasın, ben buralarda kalacağımıza bile inanmıyorum artık, kırk beş yılda bir adım yol alamamış bir şehir bundan sonra kime nasıl yetişecek ki?

ESEN KALIN

Yazarın Diğer Yazıları