İlhami BULUT

YEŞİL HABER

İlhami BULUT

Ya; olaydı kanadım, yüzeydim şu semavatı,

Yeşil bir haber olup, konaydım mevsimlere….

 

Çekip; o yasak meyvenin, bu sürgün cezasını;

Bir kuş olup uçaydım o gümüş bahçelere…

 

Ya; bir haber geleydi, vazgeçeydim ömrümden.

Kevser sokağında mukim: karışaydım sakinlere..

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Ya da; anlasaydın sen, ahhh! anlasaydın beni,

Yeşil renkli kalemi banmasaydım bu şiirlere….

                      Demişiz, (şiirin ağzındaki baklayı çıkaralım)  deyişlerimizin tümüne yakını, istesek de istemesek de sessiz ve gizlice, bir yolcu ruhu taşıyor.

                      Nereden geldik! nereye gidiyoruz, bu ruhumuz nereli? Aslımız, ezeli toprak, topraktan hasıl olan kalıbımızın, ölüm denen sonla dağılacağı kesin.

                     Hemen her gün, bir anda bir gariplik çöker içimize, bazen kendimizden kaçmak için destur isteyecek birini arar dururuz, ne istediğimizi de bilmeden, kıyısız deniz gibi olan ruhumuz gel-git’lerle meçhule öykünerek, iç dünyamızda ince ve kuşkulu patika yollara düşer gideriz, hayal sarmalı tutuşturur durur derunumuzdaki garipliğimizi.

                      İşte bu garipliğimizde; asli vatanın (ahiret)  gurbet hissi vardır ve için için sarar bizi, günlük gailelerle tuzaklı hayat, bir imtihan, bir imtihan ki sormayın gitsin.

                      Harputlu İshak Efendi, hastalanıp yatağa düşünce, talebeleri ve ziyaretine gelenler çok üzüldüler. Onlara; “Neden üzülüyorsunuz dostlarım? Ölüm mümine hediyedir. Ölüm Hakk’a kavuşmaktır. Ölüm, fânî âlemden göç etmektir. Ölüm yok olmak değildir. Bırakınız üzülmeyi ve ağlamayı. Ben seviniyorum, çünkü asıl vatanıma gidiyorum.”

                      Ölümü yeşillendirenlerin yolundan eylesin bizleri.

                       Kutlu Ramazan’ın yüreklerimize teşrif edişi ile bol bol yol azığı nasip olur inşallah, inanç burçlarımızdan, Mevla’mızın sonsuz merhametine bağlanan mahyalarda ışıl ışıl yanacak dualarımız, sahur ve iftarlarla.

                       Yurdumuzu, tüm insanlarımızı, inanç ve hasletlerimizi bilinçlice, erdemle ve severek yaşayacağız, sevmeyi seveceğiz, sevgiyi seveceğiz, paylaşım ve dertleşmeyi, fani ömrün kalıcı yanlarını sevip, gök kubbede hoş sada bırakmaya çalışacağız,

                      Fuzuli der ki, “aşk nöbeti bizdedir”; Allah aşkı nöbetimiz, kalbimizin ilk vuruşu ile yaşam gardını aldığı andan itibaren; başlayan ömrümüzde alıp-vereceğimiz tüm nefesin gül tohumu gibi  yüreklere ekilmesi, beşeriyetin gül bahçesine dönüşmesi için.

                     Toplu dilekçe halinde dualarımızı sunacağız.

                     Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)   ashabına şöyle tavsiye eder.

                      "Günahsız ağızla dua ediniz."

                     "Ey Allah'ın resulü, günahsız ağız var mıdır? "

                     "Evet, vardır. Sizlerin birbiriniz için edeceğiniz dua, günahsız ağızla edilen duadır."

                Geri çevrilmez inşallah dualarımız.

                Siyasi ve maddi rantları bir tarafa bırakıp, gösterişten uzak, içtenlikle, çıkara çıkan yollarla değil,  bu ayın hürmetine sevelim sevilelim inşallah…

Yazarın Diğer Yazıları