İlhami BULUT

 ŞİİR SANATI (LEB DEĞMEZ GAZEL)

İlhami BULUT

            Toplumumuz siyasete kitlendi, manevi bacalarda havalandırma sıkıntısı var, herkes işini yapacağı yerde, sokakta, kahvede, iş yerinde, ibadethanelerde, hemen her yerde, herkes siyaset siyaset siyaset.

          Siyaset sanatla cebelleşir, sanatçı siyasetle boğuşur, yapılan konuşmalar, konferanslar siyasete evrilir, tevil edilir, falan başkan adayı, filan kimin adamı, bu ne kadar politik, dezenformasyon almış başını gidiyor.

           Kültürel ve sanatsal etkinliklerin kimlikleri kaybolmaya başladı, biz ara ara şiirden, edebiyattan söz açacağız, insanların ruhları yorgun düşüyor, aşırı siyasi yükleme, yüklenme.

           Kitaplarla irtibatımız zaten yok denecek kadar azdı, iyice dibe vurdu, araştırma, okuma hak getire, sloganlarla yaşamaya başladık.

            Şimdi, şiir sanatının bir şubesi olan leb (dudak) değmez gazelden bahsedelim biraz, insanın ruhunda ne endazeler varmış görelim.

           Leb Değmez Sanatı

           B,f,m, p,v dudak ünsüzlerini kullanmadan yapılan sanattır. 

            Divan Edebiyatı tarihinde ilk leb değmez gazel 15. asır şairlerinden Cemâli 'ye aittir.

             O dönemde aşık edebiyatıyla ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Yani "leb değmez " sanatı önce divan edebiyatında görülmüş sonra Divan Edebiyatının etkisiyle âşık edebiyatına geçmiştir.

             Fakat divan edebiyatında bu sanatla şiir yazan şairlerin sayısı çok azdır. "Leb değmez "sanatı halk şiirinde parlamış ve önemli bir yer edinmiştir. Divan edebiyatında bu sanatla şiir yazmak oldukça zor olduğundan yazan şairler de kısa kalıpları tercih etmiştir. 

             Yapılan araştırmalarda 15.asırdan 18.asıra kadar bu sanatı kullanan şaire rastlanmamıştır. 

             18.asırda Seyyid Feyzi, 19.asırda Nühüft, Bendî bu sanatla gazeller yazmışlardır. 

             Leb değmez sanatının divan edebiyatında az oluşu gelenek haline gelmediğini gösterir.

              Âşık edebiyatında ise önemli bir yere sahiptir. 

Divan şiirinin halk şiirine armağanlarından biri de leb değmez sanatıdır.

               Bu gazel türü çok zor olduğundan çok seyrek işlenir, günümüz edebiyatında yok denecek kadar azdır. Leb değmez Gazel.

              Nihayet bir önek bulabildik. Günümüzün yaşayan şairlerinden Eskişehirli Necibe Taşkın ÇETİNKAYA’nın bu tarza çok güçlü bir örnek olan şiiriyle selamlıyorum siz sevgili okuyucularımı.

     NE OLUR

Gecenin en derininden çıka gelsen ne olur. 

Gözlerin doğsa seherden yine gülsen ne olur

*

Açsa göğsündeki güller dili lâl etse de yâr

Aşkının nârına yaksan çöle salsan ne olur.

*

Geçiyorken seneler âh çalıyor hüznü segâh

Şu gönül dert ile dâğ-dâr taşa çalsan ne olur

*

Ne keder zor ne sürûr kor n'ola görsen yüreği

Sen ki güllerde nihânsın diken olsan ne olur.

*

Düştü âteşlere cânân sönüyor gözde ışık 

Güneşin rûşeni sensin meh'i silsen ne olur.

NECİBE TAŞKIN ÇETİNKAYA

feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün

 

Yazarın Diğer Yazıları