İlhami BULUT

SEN BENİM YERİME AĞLAYAMAZSIN

İlhami BULUT

                          Bir gün Behlûl üstü başı toz toprak içinde, maden ocağından çıkmış bir kıyafetle, apar topar Harun Reşidin huzuruna çıkartılır.    

                 Harun Reşit sorar.

                -Behlûl, siyaset meydanından mı geliyorsun, muhtar mı olacaksın bu ne telaş bu ne heyecan, kan ter içinde kalmışsın.

                - Cehennemden geliyorum efendim der.

                -  Ne işin vardı senin cehennemde yahu?

                - Ateş lazım oldu da, biraz ateş almaya gittim.

                -  Eeee getirdin mi peki.!!!

                  Hayır efendim getiremedim. Cehennemin görevlileri ile görüştüm, onlar "Sanıldığı gibi burada verilecek ateş bulunmaz, ateşi herkes dünyadan kendisi getirir" dediler.

*

                   Yine bir gün Harun Reşit, acele bana Behlül’ü getirin diye ferman eder.

                   Görevliler sağa sola bakarlar yok, ora bura derken; mezarlıkta bulurlar.  Behlül bir çukura uzanmış horul horul uyuyor.

                   Apar topar kaldırırlar.  

                   Behlül; sitem ede ede ne güzel saltanatım vardı, huriler, hizmetçiler, şerbetler, ballar; bırakmadınız ki biraz devran süreyim diyerek huzura varır.

                   Harun Reşit siteme karşılık yahu Behlül altı üstü gördüğün bir rüya, bu sitem nedir der.

                   Behlül; ben gözlerimi açtım uykudan uyandım, sen gözlerin yumunca uykudan uyanacaksın, farkımız bu diyerek anlamsız bir söz ederek yüksek huzurdan çıkar.

                                               *

                   Güzel günlerin gelmesi dileğimle;

                         Son şiirimle siz sevgili okuyucularımı selamlıyorum

                Sen benim yerime ağlayamazsın

sen benim yerime ağlayamazsın

henüz yazılmamışların mürekkebinde 

okuduğum her kitabın her satırında sen

her yudum suyum her dilim ekmeğimdesin

turuncu bir bulut yığını halinde

erik gibi de olsa gözlerin 

sağanak sağanak yağsan da bana 

sen benim yerime ağlayamazsın

*

birlikte geçirdiğimiz şu sürgün günleri

sahile vurdu kalbimiz çoğu gecelerde

ayrılıkta belli olur yüreklerin hüneri

temelli kalacak bir sıla aradık

gün gelir yatağımı boş bulacaksın 

yuvarlanıyor dünya boş bir ceviz gibi 

Leyla’mda olsan

sen benim yerime ağlayamazsın

*

Leyla’nın düğününü duyduğu gün 

Kaysı’ı Mecnun eyledi aşk

ah bu aşk ah bu aşk 

külümüzü göğe savuracak 

can vermeden aşka yaranamazsın 

bu ne acı bir düğün/dedi Mecnun 

bu düğünde gülen bir damat vardı 

muradını alan aldı

aşk Mecnun’a kaldı 

sen benim yerime ağlayamazsın

*

sen aklıma düşünce 

aşk pişiyor yüreğimde

kaya gibi kırpıyorum zamanı

sessiz kar gibi yağıyorsun benliğime 

ıslak ateş gibi

*

burnumda tütüyorsun 

aklım sende zaten 

iki gözüm de olsan 

sen benim yerime ağlayamazsın ..

 

Yazarın Diğer Yazıları