Kitap okuma oranı ülkemizde maalesef çok düşük, oysa bana göre bir insana yakışan en güzel eylem okumaktır.
Bir Doktor arkadaş anlatmıştı, Japonya’da bulundum dedi, metroda gördüm ki herkes bir şey okuyor; okumayan bir ben, bir de, karı koca sandığım bir çift, yaklaştım sordum. Onlar da Tunusluymuş.
Türkiye’de kitap okuyanların oranı bindebir bu açıklama resmi, bu oran Fransa’da yüzde onyedi, bizde ise, hani bir söz var ya, ‘binde bir’ tam da öyle işte, bizde kitap okuyan binde bir.
Bu konuya dair naçizane makaleler kaleme aldık, hemen her ilgili toplantıda da, dile getiriyoruz.
Konuyu birlikte irdelediğimiz ve sahiden çok sayıda kitap okuduğuna şahit olduğumuz şehrimiz (Elazığ) yazarlarından ki, 6 seçkin eser imzasını taşımaktadır.
Ve çok kapsamlı ve zengin bir kütüphanesi bulunan Yazar Nevzat ÜLGER okuma konusunda örnek alınacak bir isim, Ankara’da bir etkinlikte, birlikte olduk, bir arkadaş bir şiir kitabı hediye etti her ikimize de,
O kitabı okuyup bitirmeden istirahata geçmedi, oysa ben sonra okurum diye uyudum, gece geç vakit kalktım ki, kitabı bitirmek üzere ve okuyup bitirdikten sonra zamandan kalan kısmı istirahatı için harcadığına tanık oldum.
İşte bize bu tempo gerekir.
Yazarımız Nevzat ÜLGER konuyu ele aldığımızda farklı bir bakış açısı ortaya koymaktadır. Der ki; kitabı okutacak olan yazar ve şairlerdir, okuma oranının düşüklüğünün yegâne sorumlusu da yine ülkemizin; günün yazar ve şairleridir.
Ben de karşı sav olarak, batılı eserler ülkemizde yeterince mevcut, yerli yazarlar yetersiz olsa bile, bu kaynaktan bu ihtiyaç giderilemez mi dediğimde de;
Kitap okumayı, ancak; öncelikli olarak yerli yazarlar sevdirir, önce damak tadına hitap edilmeli ki, okuyucu kitlesi oluşsun diye savını sürdürmektedir.
Elazığ Bölge Temsilciliği uhdemde bulunan; Edebiyat-Kültür ve Tarih içerikli olarak yayın hayatına elimizdeki ilk sayı ile katılan “BeKir Abi” isimli dergiyi bu yazarımıza takdim ettim, bu dergiye ve genel konumuz olan ‘kitap okuma’ başlığı altında değerlendirmelerimizi sürdüreceğiz.
Kitap okuma konusunda her yurttaşın bir şeyler yapma zamanı gelmiş ve geçmektedir diye düşünüyoruz.
***
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Bayramlar; belki de bir yönüyle, gönül gönüle, el ele vermektir.
Dünyanın en varlıklı ve olanaklı insanı da olsa tek başına bayram yapması mümkün değildir.
Bayramlar yine bir yönüyle; vicdanları çek etme günleridir.
Çocukların gözyaşlarını dindirecek, yaşlıların yüzünü güldürecek, kadınları eziyetlerden uzak tutacak; adaletin hüküm sürdüğü bir toplumsal yapı oluşturmak için sol yanımızda seğirtmeler başlamalı bu bayram günlerinde;
Ve hemen herkes hisseder sanırım; bayramın özellikle ilk günü kahvaltı saatleri yürekler bir başka yufkalaşır.
Güzel yurdumuzun, güzel yürekli insanları; birbirimizi anlayarak, olabildiğince dertlerimize derman olarak;
Ve nasıl edeyim ki; bir kişiyle daha fazla bayramlaşayım diye can atan, samimi gayretlerle dolu, birbirimize baktığımızda gözlerimizin içi gülen sosyal aktivitesi yüksek,
Bizi sevgilileştiren bu şeker ve çocuk bayramınızı içtenlikle tebrik ediyor, yürekten selamlıyorum.
