İlhami BULUT

 NE İŞ YAPAR BU DSİ

İlhami BULUT

                  Suyun insan hayatındaki öneminin sınırsız olduğu bilinmektedir. Hayatın devamı için su içme gereksinimi yanında gerek hayvansal gerek bitkisel beslenme kaynaklarının da yine suyla hayat bulduğu bilinmektedir.

                 Bunun içindir ki; asgari ücretliler de dahil alınan vergilerle milletin dişinden tırnağından topladıkları ile ayakta duran beytülmaldan söz konusu su ihtiyaçlarını gidermek için dünyanın parasının ödendiği kuruluşlar mevcuttur, bunlardan birisi de DSİ. dir.

                 Ağaç ve tarım ürünleri ile domates, biber, patlıcan, hıyar gibi sebzelerin de üretilmesi için gerekli yerlere devlet barajlar inşa eder.

               İşte bu göletlerden, barajlardan biri de; Elazığ-Keban yolu takribi 10. Km.’de bulunan Cip Barajı; bu baraj sulama suyu olarak birçok köye hitap etmektedir. Sol ve sağ sahil iki kanal ile suyu tevzi edilen bu barajın sol sahil sulama kanalındaki görgüye dayalı müşahedelerimiz maalesef şunlardır.

              Kanaldan tarlalara su açılan vanalar çalışmaz, bozuk, kırık halde, insanlar sebzelerini, mahsullerini sulamak için inanır mısınız, balyozlarla, taşlarla vanaları açmak zorunda kalıyorlar. Suyun rakımının tarlaya uyarlanması için kanal doldurularak  yer yer saman ve kum çuvalları ile suyun önü kesilmektedir.

             Tam bir kepazelik yani.

             Burası ne Uganda ne de Habeşistan yapmayın bunu, bu ülke, bu halk bu görüntüye layık değil.

             Pelte Köyü muhtarı, DSİ.’ye gittim, ilgili mühendis ödenek yok, yapacak bir şey de yok diye bizi geri çevirdiler dedi.

            Bu sorun yıllardır devam ediyor,

            Şimdi soralım; Bu şehirde DSİ. Bölge Müdürlüğü var mı, yok mu ? Var. Dolayısıyla bir Bölge Müdürü de var, bu bölge müdürünün makam arabası var mıdır, vardır, emrinde şoförü var mı dır, vardır. Haydi kendileri zaman bulamadı aşırı yoğunluktan, kendisine bağlı müdür yardımcıları, şube müdürleri, yüzlerce mühendis ve teknik elaman çok sayıda işçi var mı var. Yoksa bildirsinler olmadığını yazalım. İnsan gidip görmez mi bir kez olsun, gördüyse nasıl müdahale edilmemiş şaşarım.

              Hem de bu kuruluşlar, valiye dolayısıyla bağlı kuruluşlar; yani bildiğimiz kadarıyla, asayiş ve hıfzı sıhha dışında valiliğin müdahale edemediği kuruluşlar,  on tane vananın tamiri için valiliğin mi devreye girmesi gerek, cumhurbaşkanlığının haberinin olması mı gerek, anlamıyoruz, anlamıyoruz.

             Lütfen bu işletmeyi yani DSİ.’ni bir özel kuruluş, bir şirket olarak düşünelim, bu kadar çalışanı bu kadar masrafı ile bu verim mi alınır. Şirket, üç beş vanayı tamir ettiremeyen bir sorumluyu tutar mı orada.

             Efendim, ödenek yok kayyum atanmış vs.denecek şimdi, ödenek yok ise, ödenek isteyin verilmiyorsa, zaten hizmet veremez halde kalan, kanalın özelleştirilmesini veya kapatılmasını önerin. Kaldı ki bu sorun yıllardır sürüyor.

             Bu görüntü yakışmıyor bizlere.

             Hem de hiç yakışmıyor.

             Düzeltileceğini umuyoruz.

             Bir zamanlar ‘hamili kart yakinimdir’ esprisi ile doldurulan yerlerden çok şey mi bekliyoruz acaba.

            Bilmiyorum...

 

Yazarın Diğer Yazıları