Geçenlerde, Elazığ Bağlarca Köyü’nde Müstecap isimli bir amcamızla tanıştım, görüştüm. Kendisi yüz yaşına yakın, tarihi malumatlarını almak istedim. Müstecap Amca’mız anlatıyor. “Ben 5-6 yaşlarındaydım, ailece babam, annem, amcamlar, kardeşlerim ATATÜRK zamanında, Silistre’den geldik, o zaman Elazığ’a henüz tren gelmemişti, Silistre’de Kovancılar isimli köyümüz vardı, Elazığ’a gelince, şimdi Elazığ’ın ilçesi olan Kovancılar’a Silistre’deki bizim köyün ismini verdiler bizi orada iskan ettiler, daha sonra da; Elazığ Bağlarca Köyün’e yerleştik”
Ben bu bilgiye yeni ulaştım, beni farklı bir duygu sardı, Namık Kemal’in “Vatan Yahut Silistre” isimli eserini hatırladım. Şehrimiz yıllar önce soydaşlarımıza kucak açmış, onur duydum.
İşte o haleti ruhiye ile aşağıdaki şiiri kaleme aldım.
Teşekkür ederim.
MEMLEKET PROFİLİ/ELAZIĞ
Zaman almış gidiyor bizi son deryasına ırmakların
Çocukluğumla el ele Fırat kenarında yürüyorum
Gerçek sevgilidir belki de görmeden inandıkların
Çıktım Harput kalesine Elazığ tarihini yazıyorum
*
Keven kökünde açılır yuvasız kuş yumurtaları
Her biri bir kartal olup Hazar’dan havalanır
Bir gönül bedestenidir Elazığ’ın uzun çarşıları
‘Çüt’ elma koyar mendile türküler bohçalanır
*
Kavimler göçü konaklamış Palu kervan sarayında
Marifetle açtı sürgülü surları Artuklu Türk Hakanı
Zülfün karanlığı çıra olmuş yanıyor sol yanımda
Şimdi türkülerde tütüyor Mastar Dağı’nın dumanı
*
Latife ile sürgülenen gönül kapısı Baskil’de açılır
Daha ray döşenmeden Silistre’den geldi Kovancılar
Para icat edilmeden evvel cevher bulduk Maden’de
Harput’un efradından sayılır Pertek ve Çemişgezek
Karakoçan’dan biraz ben biraz da Bingöl bahsedecek
*
Alacakaya’nın dağ yolları vişne rengi mermerden
Arıcak’taki ters laleler temsil eder vakur sevgimizi
Defteri kebir ve okkalı kalem gerek Ağın öyküsüne
Munzur’a, Gülüşkür’den bir geçit verir Keban Denizi
*
Semaverle bekler Şehit Fethi Sekin mesire yeri
Demlenerek; vatan sevdasıyla, el sıkışır sevgimiz
Her yudumda bir buse konar yiğitlerin alnına
Dünyanın dört bucağına yayılır gider şöhretimiz
*
İşte böyle “Efsaneler yazarız sevda-ı aşka dair”
Bir kalbe girer girmez o anda başlar marifetimiz...