Bizde hal-i pürmelalimizi efendice ifade eden çok şık bir söz vardır. ‘Beni Çileden Çıkarma’ , kısaca şu demek, zaten benim derdim bana yetiyor; bir de sen benimle uğraşma, git başka sularda eğleş, anlamına gelecek; köklü, soylu ve Anadolu sabrının son sınırından haber veren bir deyimdir.
Başlıktaki, bu soylu değimin yanında DASK. ‘ın özne olarak ne işi var diye soracaksınız belki de;
İşte DASK. Denen kurumun yaptıklarından bazıları. (DASK . açılımı ile bilindiği gibi DOĞAL AFET SİGORTALAR KURUMU anlamına geliyor.)
24.01.2020 tarihli, 6,8 şiddetindeki Elazığ depreminde bir çok vatandaşın istemeyerekte olsa yolu bu kuruma düşmüş bulundu.
Kendisine yolu düşen hemen herkesi bu kurum maalesef sızlandırır duruma getirmeyi çok kısa bir zamanda başarmış bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanı olarak Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN’ın yönettiği ve hakka dayalı bir toplum modeli öngörülen bu ülkede, DASK. Denen bu kurumun bu keyfiliği gerçekten anlaşılır gibi değildir. Acaba vatandaşlar olarak, biz mi; bu haksızlıkları Sayın Cumhurbaşkanı’mıza iletemiyoruz diye düşünmüyor da değiliz.
DASK’.ın işte örnek ve ibret alınacak haksız işlemlerinden biri; halen bu kurumda bulunan 2000012293 sayılı dosya ile görülen muamele ile Elazığ Çevre İl Müdürlüğü’nün ‘orta hasar’ diye nitelendirdiği https.//hasartespit.csb.gov.tr. de yer alan rapora istinaden Ataşehir Mah. Gençosman Sitesi’ndeki bu konutun hasar nedeni ile boşaltılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu konut sigorta edilmiş ve poliçesi de mevcut; poliçe lehtarı DASK’a başvurarak ödeme yapılmasını istiyor. Söz konusu bu kurum nasıl bir inceleme yapıyorsa, hasar nedeni ile boşaltılması gereken bu konuta bedel olarak 1.579,41 TL. reva görüyor. Böyle belki binlerce mağduriyete yol açan keyfi işlemler.
Efendim; biz duyarlı vatandaş olarak bu kurumun genel işlem ve eylemlerinin adalet merceği altına alınması için Sn. Cumhurbaşkanlığı yanında Kamu Denetçiliği Kurumuna da şikâyet etmiş bulunmaktayız.
Ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı ve ilgili tüm kurumlara da ihbar işlemi yapılacaktır.
Araya; 24.01.2020 tarihli şanssız 6,8 şiddetindeki Elazığ depremi, 28.01.2020 tarihinde annemin vefatı, daha sonra salgın hastalık girince, Ocak Ay’ından beri sizlerle birlikte olmayı başaramadık sevgili okuyucularımız.
Bu gazetede, bu köşede; bundan böyle; yapılan haksızlık, yolsuzluk ve kamu yararını hiçe sayan tüm yanlışları dile getirerek, sesimizi sesimizin yanına koyarak daha güzel yarınlara ulaşacağımıza inanıyoruz.
Toplu dua ve gayretlerimizle; Rabbim tez zamanda bu salgın illetini bizlerden alır inşallah. Ramazanınız mübarek olsun; son şiirimle de sizlere selam olsun....
BİZ NİYE AĞLIYORUZ ANNE
(ELÂZIĞ DEPREMİ)
Yorgun, argın ve külçeleşmiş bir akşam
Takati tükendi saniyelerin yıkıldı zaman
Bir anda mahşer gişesine döndü aziz şehir
Annelerle iç içe doldu çocuklar
Merdiven merdiven yuvarlandılar
Rüzgar isimli çocuk seslendi annesine
Biz niye koşuyor, niye ağlıyoruz anne
Enkaz rengi sirenler böldü sohbeti
Bilinçsiz bir bakış fırlattı anne
Ay yavrum ah yavrum dilim damağımda kaldı
Sonunda hüngür hüngür bir cevap aldı.
*
Kimi dedi, bu bir mahşer provası
Kimi dedi soysuzların malzeme çalması
Bir asır oldu zaman bir geceye doldu
İmdatların son vasıtası tabutlar oldu...
*
Kimse yok mu, kimse yok mu diye diye
Tükendi o meşum gecenin mecali
Sabahtan önce uzandı
Türkiye şeklindeki insanlık eli.