İlhami BULUT

BİZ NİYE AĞLIYORUZ ANNE

İlhami BULUT

Yorgun, argın ve külçeleşmiş bir akşam

Takati tükendi saniyelerin yıkıldı zaman

Bir anda mahşer gişesine döndü aziz şehir

Annelerle iç içe doldu çocuklar

Merdiven merdiven yuvarlandılar

Rüzgâr isimli çocuk seslendi annesine

Biz niye koşuyor, niye ağlıyoruz anne

Enkaz rengi sirenler böldü sohbeti

Bilinçsiz bir bakış fırlattı anne

Ay yavrum ah yavrum dilim damağımda kaldı

Sonunda hüngür hüngür bir cevap aldı.

*

Kimi dedi, bu bir mahşer provası

Kimi dedi soysuzların malzeme çalması

Bir asır oldu zaman bir geceye doldu

İmdatların son vasıtası tabutlar oldu...

*

Kimse yok mu, kimse yok mu diye diye

Tükendi o meşum gecenin mecali

Sabahtan önce uzandı

Türkiye şeklindeki insanlık eli.

.....

             24 Ocak 2020 günü saat 20.55’de 6.8 şiddetindeki zelzele ile çil yavrusu gibi dağıldı Elazığ; biz de bu dizelerle hali pür melali ifadeye çalışmıştık, o tarihte.  

            Karşı üst komşunun Rüzgâr isimli 3-4 yaşlarındaki çocuğu, hüngür hüngür ağlayan annesinin kucağında ok gibi merdivenlerden fırlarken; soruyordu ‘biz niye ağlıyoruz anne’ çocuğun sorusu havada kaldı.  

           Annesine sordu ama biz, bunu toplum olarak ta yanıtlamakla ödevliyiz, hele devleti, milleti idare edenler; Rüzgâr isimli bu çocuğa bir cevap vermeli. 

          Samimi olarak konuşalım, şu cevap verilir,  yavrum Allahtan gelen bir afat, bu bir deprem, önceden bilinmez, ne zaman sallayacağı belli olmuyor, Allahtan gelen başla göz üstüne diyeceğiz.  

          Bu doğru bir cevap; şimdi depremde hasar gören binaların hasar oranı, sorumluluğu insanlara taalluk etmez mi? Eder. Bu nasıl cevaplanacak; bu hususta devletin yasal taktiği ile önlemler alınacak. 

         Devlet, Millet el birliği ile insanlık eli uzandı. Bilhassa İçişleri Bakanı canhıraş bir gayret sarf etti Elazığ’daki bu deprem sürecinde. 

         Bu şehirde şimdi olanlar nedir, buna bakalım, bu konuyu tüm ayrıntıları ile mütemadiyen işlemeye çalışarak, basın olarak bilgilendirmelerde bulunacağız. 

          Şiire konu, olayın vuku bulduğu yer Ataşehir Mah. Kuvayi Milliye Cad. Gençosman Sitesi 48 dairelik bir site; şu işe bakın; 18 daire az, 18 daire orta, 18 daire de ağır hasar.  

          Somut olarak irdeliyoruz, yasalarımıza bakalım; bu nasıl değerlendirme ise, bu site aynı kalorifer dairesi ile ısınıyordu. Bu yasa gereği üç bloktan biri yıkılacak, biri güçlendirilecek, birinde de, iskâna devam edilecek. Afrika ülkelerinde böyle bir garabet var mıdır bilmiyorum. 

          Kentsel dönüşüm için müteahhit en az 175.000 TL. daire başı para istiyor, revize edilen imar planına göre 4 kat ruhsatlı, 100 metre yakınında 5 kata ruhsat verilmiş, 300 ileride 8 kata ruhsat var. Mesela bu siteye de 5 kat ruhsat verilse seksen, doksan bin liraya vatandaş başını evine sokma şansı bulacak. 

           İlgililerle görüşme şansı bulunamadı, görüşsen de bir yararı yok, kimsenin de umurunda değil zaten.  

           Bu konunun behemahal Sayın Cumhurbaşkanı’na iletilmesi gerekmektedir.  

           Bu nasıl sağlanır bilmiyorum. 

           Bu mağduriyetin sonlanması isteyen biri varsa ondan beklentimiz, yalansız, dolansız bu konuyu olduğu gibi Sn. Cumhurbaşkanı’na aktarmaktır. Cumhurbaşkanı konuya ıttıla kesp ederse;  

           Elazığ’ın sahibinin TÜRKİYE CUMHURİYETİ olduğunu net bir şekilde görürüz. 

 

Yazarın Diğer Yazıları