İlhami BULUT

 ANNE DUASI   

İlhami BULUT

  Dinler tarihi konusunda bilgi vermeye mezun olan, ehil bir kişiden dinlediğim bu hikâyeyi, siz okuyucularımla da; paylaşmak istedim.

  Huzur evlerinde adım atacak yer kalmadı da ondan paylaşmak istedim, bence bu evlerin huzur sıfatı çakma, evlatları hayatta olan bir ebeveyn nasıl olur da, tecrit edildiği bu yerde huzur bulur, belki fiziki yapısı evladının evinden daha konforlu olabilir ama huzurun kaynağı sadece maddi objeler mi? Asla değil.

            Şimdi hikâyemize geçelim.

           Anlatıldığına göre Musa Peygamber Mevla ile en çok görüşen bir peygamber. Tur Dağı’nda peygamber hali ve lisanıyla Mevla’yla çokça görüşmeler yaparmış.

           İşte bu bağlamda; Musa Peygamber bir gün; cennette kendisine komşu  olacaklardan biriyle bu dünyada tanışma izni isteyerek münacatta bulunur Mevla’ya,  istek kabul olunarak, peygambere bildirilir o isim.

          Adresi alan peygamber gider bakar ki; cennette komşuluk yapacak olan bir kasap, bilindiği gibi peygamberler herkes gibi giyindiğinden, tebdili kıyafet gereği duymazlar.

             Dükkâna varır, selamını vererek, Tanrı Misafiri olmak istediğini söyleyince, dükkân sahibi elindeki satırla oturması için yer göstererek, otur şuraya, işimi bitirelim, gidelim der. İşini bitirip, etten de bir parça alıp, koltuğunun altına sıkıştırıp, evin yolunu tutarlar.

            Eve varıncaya kadar, ev sahibi; misafirin adını ve peygamber olduğunu bilmez, nezaketen misafiri sorgulamaz. Varırlar eve, o zamana göre, ayvan veya sofa denen yere buyur eder misafirini ve biraz işim var diyerek izin ister ve kapısı biraz aralı duran bir odadan içeri girer.

            Bayağı bir zaman geçer, içeriden arada Musa, Musa diye sesler peygamberin dikkatini çeker.

             Bir müddet sonra; ev sahibi gelir özrünü beyan eder, kusura bakma, yalnız bıraktım der,  Musa Peygamber, sorabilir miyim der, ne yaptınız o odada ve neydi o Musa’lı sohbet.

              Ev sahibi der ki; kusura bakma, uzun zamandır yatalak; yaşlı ve hasta bir annem var, gelir her akşam, suyunu, sütünü içirir, temizliğini yaparım, o da tutturur Musa’ya komşu olasın, Musa’ya komşu olasın, ben de diyorum Anne Musa kim, ben kim, o bir peygamber ben nasıl onunla aynı mükâfatı paylaşırım.

              O aynı şeyi söyleyip duruyor. Yaşlılık neylersin.

              Bunun üzerine;

             Ben Musa diyerek peygamber ayağa kalkar, müsaitse anneyi ziyaret edelim der; içeri girerler, bu sırada, anne La İlahe İllallah Musa Resulullah diyerek peygamberin huzurunda son nefesini şehadet için sarf eder, gider.

 

Yazarın Diğer Yazıları