Faruk YILDIZ

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ ESKİ REKTÖRÜ İLE SENDİKALARIN BİLEK GÜREŞİ!

Faruk YILDIZ

Pamukkale Üniversitesi eski rektörünün eşinin kadro meselesi sendikaların birinci görevi midir?

Pamukkale Üniversitesinde yaşanan durumun daha katmerlileri birçok üniversitemizde yaşanmıyor mu?

Evet, rektör baştan sona hatalı. Ancak sendikalar ve sivil toplum kuruluşları kişisel ve kurumsal husumetler üzerinden kamuoyunun gündemini meşgul etmemeli.

Memleketin onlarca çok önemli sorunu varken (ki ekonomi bunların başında geliyor) rektörün eşinin kadro meselesi sendikaların asıl görevi olmamalıydı.

Rektörün eşinin kadro meselesine ilgi duyan sendikalara ve sivil toplum kuruluşlarına açık yüreklilikle şunu söylemek istiyorum:

An itibariyle yeni göreve başlayan bir öğretmen aldığı ücret ile 1,3 tane(bir buçuk bile değil) cumhuriyet altını alabilecek duruma düşürülmüştür.

Pamukkale Üniversitesinden 1995 yılında mezun olup aynı yıl göreve başlayan bir öğretmen olarak o yıl içinde aldığımız ücret ile yaklaşık dört tane cumhuriyet altını alabilmekteydik.

Şimdi diyeceksiniz ki cumhuriyet altını ölçü değildir.

O zaman sorarım size!

1-Rektörün eşinin kadro meselesini ölçü yapmaya kendinizi vazifeli görüyorsunuz da esas göreviniz olan memurun sosyal ve ekonomik haklarını savunmayı sendikaların esas ölçüsü olarak görüyor musunuz?

2-Sendika aidatının devlet tarafından ödendiği bir ülkede hangi sendika hak arayışında bulunabilir ki?

3-Sendika üyeleri adına devletimiz tarafından ödenmesini doğru buluyor musunuz?

4-Bugün yeni göreve başlayan bir gece bekçisinin bir öğretmenden daha fazla maaş aldığının farkında mısınız?

5-Öğretmenin ek ders ücretinin makul bir seviyeye getirilmesi gerektiğini biz mi sizlere hatırlatalım?

6-Kamu çalışanlarının kazandığı paranın alım gücünün ne kadar düştüğünü hesap ettiniz mi?

Başında belirttiğim gibi Pamukkale Üniversitesi Rektörünün eşinin kadro meselesini gündeme getirmek sendikaların esas görevi olarak görmek ve asıl meseleleri ıskalamak hangi akılla izah edilebilir?

Pamukkale Üniversitesinde hak ettiği halde doktor öğretim görevlisi, doçentlik, profesörlük kadrosunu alamayanlar vardır.

Yine aynı üniversitenin İlahiyat Fakültesi ile olaya ilgi duyan sendikaların ilgili iş kolu ile rektörlük arasında kişisel ve kurumsal sorunlar olmuştur.

Haksız bir şekilde görev yeri değiştirilen, hak etmediği halde kendilerine makamlar ihdas edilen kişiler de olmuştur.

Bu uygulamalar neticesinde çalışma barışı da bozulmuştur.

Ancak bunlar ve bunlara benzer sorunlar birçok üniversitemizin kronik sorunudur zaten.

Sendikalara düşen görev içinde bulunduğumuz zaman itibariyle kamu çalışanlarının yoksullaşmasının önüne geçmek ve bunun için iktidardan taleplerde bulunmak olmalıdır.

Biz sendikaların kuruluşlarında rol oynayan entelektüel birikimi olan insanları artık yeniden görmek istiyoruz.

Ülke siyasetinde yaşanan liyakat sorunu bu alanlara da yansımış bulunuyor.

Düşünmeye ve düşünce üretmeye çalışan biri olarak gördüğümüz manzaralar bizi üzüyor.

Bu sorunları aşmak için aklı başında özgür iradeye sahip insanlara ihtiyaç var.

Ülkem bunları hak etmiyor.

Hem de hiç?

Kalın sağlıcakla.

Yazarın Diğer Yazıları